"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi (beldesi) 735 parsel sayılı taşınmazın tapuda 53.200,00 m² olarak tescili iken kamu yararı kararı alınarak kamulaştırılmasına karar verildiğini, kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin 53.200,00 m² üzerinden hesaplandığını, kamulaştırma bedeli kesinleşmeden ve taşınmazın idareye tescil edilmeden önce taşınmazın gerçek yüzölçümününün 55.560,68 m² olduğunun tespit edildiğini ve malikler adına tescil edildiğini, müvekkillerinin miras bırakanı Bakır Yücetepe'nin 385/1600 oranında hisse sahibi olduğunu, dava konusu taşınmazın 55.560,68 m²sinin tamamının kamulaştırıldığını ve Hazine adına hükmen tescil edildiğini, ancak sadece 53.200,00 m² alanın bedelinin ödendiğini, 2360,68 m² nin yolsuz olarak Hazine adına tescil edildiğini ve taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atma tazminat alacağının davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmaz için Bakır Yücetepe tarafından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 1977/366 Esas, 1985/381 Karar sayılı dosyası ile tezyidi bedel davası açıldığını ve verilen hükmün onandığını, daha sonra ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/221 Esas, 2005/569 Karar sayılı dosyası ile idarelerinin tescil davası açtığını, dava konusu taşınmazda Bakır Yücetepe adına kayıtlı hissenin idare adına tesciline karar verildiğini, dava dilekçesindeki iddiaların usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; planimetrenin yanlış çevrilmesi sonucu taşınmazın alanının 55.560,68 m² olması gerekirken 53.200 m² olarak tescil edildiği, ... Kadastro Müdürlüğünce resen yapılan işlem sonucu muris Bakır Yücetepe ve müşterekleri adına taşınmazın 55.560,68 m² olarak düzeltilip tescil edildiğini, düzeltme sonucu 2.360,68 m² alanın kamulaştırılması yapılmadan davalı idare adına tescil işleminin yapıldığını, davalı idarenin taşınmazı 53.200 m² üzerinden 1977 tarihli kamulaştırma kararı ile kamulaştırdığını, taşınmazın idare adına ferağ verilmeyip eski malikler adına tescilli kaldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar vekili her ne kadar dava konusu taşınmazın alan düzeltmesi sonucu artırılan kısmı yönünden idarenin haksız kazanımda bulunarak eski alana dayalı olarak murise bedel ödendiğini, 2360,68 m² yönünden müvekkillerinin zararı olduğunu ileri sürüp eldeki davayı açmış ise de 2005 yılında davalı idarenin taşınmazın toplam alanı 55.560,68 m² iken tescil davasını açtığı, 01.09.1997 tarihinde artırılan alan üzerinden taraflarca da herhangi bir itiraz olunmadığı anlaşılmakla eldeki davada davacı tarafın taşınmazının alanının artırıldığını bildiği hâlde fazla olan kısım yönünden tescil davasında herhangi bir talep ileri sürmemiş olmasından dolayı ve verilen tescil kararının da yeni alan olan 55.560,68 m² üzerinden olması nedeniyle fazla metrekare yönünden bedel isteyemeyeceklerini, nitekim tescil davasında taşınmazın artırılan miktarı üzerinden tescil edildiğini, taraflarca da bu hususun 2005 yılından bu yana ve hatta 01.09.1997 tarihinde idari yoldan düzeltilip dosya arasında bulunan 28.05.1997 tarihinde ... Kadastro Müdürlüğünce yapılan ilandan bu yana bildiğinin karine olarak sabit olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının sonucu itibarıyla usul ve kanuna, yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olduğundan bahisle davacılar vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacılar tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın 11.11.1975 tarihli İl İdare Kurulu kararına istinaden kamulaştırılmasına karar verildiği, kamulaştırma belgelerinde taşınmaz alanının 53.200 m² olarak gösterildiği, murisi...'ün ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1977/366 Esas, 1985/381 Karar sayılı kararıyla bedel artırım davası açtığı ve davanın 53.200 m² üzerinden murisin 385/1600 payı karşılığı hesaplanan bedelle kısmen kabulüne karar verildiği, ancak matematiksel yapılan hesaplama hatasından dolayı Tapu Müdürlüğünce taşınmazın alanının 2.360,68 m² artırılarak 55.560,68 m² olarak paydaş sahıslar adına 01.09.1997 tarihinde tescil edildiği, yapılan tescilin 28.05.1997 tarihinde gazetede ilan edildiği, tapu kaydına "Kadastro Kanununu 41 inci maddesi uyarınca düzeltme var" beyanının tapu kaydına 05.03.1996 tarihinde işlendiği, daha sonra idarenin açtığı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/221 Esas, 2005/569 Karar sayılı hükmen tescil davasında murisin 385/160 hissesinin tapu kaydı iptal edilerek idare adına tesciline karar verildiği ve kararın Yargıtay onamasından geçerek 28.05.2007 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde davacı tarafın yüzölçümü düzeltimini 1997 yılından beri bildiği ve tescil davasınında bu alan üzerinden sonuçlandığı gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aleyhine temyiz olunan davalı idare yararına 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.