Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9132 E. 2023/317 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve taşınmazın tapudan terkini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde net gelir yöntemini kullanmasının ve taşınmazın kapama karışık meyve bahçesi niteliğinde olduğunu tespit etmesinin isabetli olduğu, ancak birden fazla malik bulunan taşınmaz için tespit edilen bedelin tek bir davalıya ödenmesi şeklinde hüküm kurulması ve yanlış vekalet ücret tarifesinin uygulanması hatalarının düzeltilmesi gerektiği gözetilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kulp 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde tapuya kayıtlı 235 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tarım arazilerinin son derece kıymetli olduğu bir bölgede yer alındığını, davacı idarece satın alma için teklif edilen taşınmaz ve meyve ağaçlarına ilişkin bedeller piyasa rayiç bedelinin çok altında olduğunu, dava konusu taşınmaz başında yapılacak keşif esnasında özellikle bölgedeki sulu tarım arazilerinden yılda iki kez ürün alındığını, gerçekçi olmaktan uzak veriler yerine uzman bilirkişinin arazinin yapısına, önemine, köyde yetiştirilen ürünlere ve bunlara ilişkin gerçek verim miktarları ile ürünlerin gerçek piyasa değerleri esas alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesini, yapı ve eserlerin de niteliklerine göre gerçek değer üzerinden hesaplanmasını talep ettiğini, ayrıca ekonomik anlamda çitfçinin tamamen toprağa bağlı oluşu, tarım arazilerinin azlığı ve nitelikleri dikkate alındığında yöreye uygun kapitalizasyon değerinin tespiti ile hesaplamanın buna göre yapılması gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kullanılan Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin Tarım ve Orman Bakanlığının Tarımsal Maliyet Sistemi (TAMSİS) veri tabanında yer almayan denetimden geçmemiş veriler olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, bu veriler ortalama değerleri içermediğinden yapılan hesaplama ile kamulaştırma bedelinin taşınmaz değerinden daha fazla hesaplandığını, 2016 yılı Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin geriye dönük son 5 yılın verilerinin ortalama üç kat üzerinde olduğunu, dava konusu taşınmaz büyük bir arazi olduğundan tamamında sebze ürünlerinin üretilmesi mümkün olmadığı gibi 500 metrekareden büyük arazilerde sebze münavebesinin uygulanabilmesi için hal faturalarının bulunması gerektiğini, taşınmazın kuru tarla vasfında olduğunu, bağ, badem ve dut gibi ürünler için sulu ve kuru olmak üzere iki farklı maliyet cetveli oluşturulması gerekirken, bu yönde herhangi bir ayrıma gidilmediğini, net gelir analizinde esas alınan verimlerde en az son üç ya da beş yılın ortalamasının alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının % 8 alınması gerektiğini, kamu yararı kararının son ilan tarihindeki uydu fotoğraflarında görülmeyen ürün ve mütemmim cüzler için bilirkişilerce hesaplama yapıldığını, taşınmaz üzerindeki omca henüz verime yatma döneminde olduğundan, verim verme yaşına gelmeyen ağaçların değerlendirilmesinde kullanılan maliyet yönteminin kullanılması gerektiğini, yapı bedellerinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamı ekili olmadığı halde tamamının bağ ve bahçe olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu belirtmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İl Müdürlüğü tarafından sonrasında İlçe Müdürlüğü verileri dikkate alınmadan davacı idare lehine olacak şekilde hazırlanan verilerin esas alındığını, veriler arasında çelişkinin giderilmediğini, ilçede verimin yüksek olduğunu, ilçe müdürlüğü verileri esas alınması gerekirken il müdürlüğü tarafından düzenlenen verilerin esas alınmasının hatalı olduğunu, bedelin düşük olduğunu, taşınmazın bulunduğu ilçe ve köydeki tarım arazisinin azlığı, köy merkezinde oluşu gibi sebeplerle objektif değer artışının uygulanmamış olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin yerinde olduğu belirtilerek, fazla depo edilen bedelin davacı idareye iadesine ve davacı idare harçtan muaf olduğu halde dava açılırken yatırılan peşin harcın davacı idareye iadesine ilişkin hükümler yönünden ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kullanılan Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin TAMSİS veri tabanında yer almayan denetimden geçmemiş veriler olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, bu veriler ortalama değerleri içermediğinden yapılan hesaplama ile kamulaştırma bedelinin taşınmaz değerinden daha fazla hesaplandığını, 2016 yılı Kulp İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin geriye dönük son 5 yılın verilerinin ortalama üç kat üzerinde olduğunu, dava konusu taşınmaz büyük bir arazi olduğundan tamamında sebze ürünlerinin üretilmesi mümkün olmadığı gibi 500 metrekareden büyük arazilerde sebze münavebesinin uygulanabilmesi için hal faturalarının bulunması gerektiği, taşınmazın kuru tarla vasfında olduğunu, bağ, badem ve dut gibi ürünler için sulu ve kuru olmak üzere iki farklı maliyet cetveli oluşturulması gerekirken, bu yönde herhangi bir ayrıma gidilmediğini, net gelir analizinde esas alınan verimlerde en az son üç ya da beş yılın ortalamasının alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının %8 alınması gerektiğini, kamu yararı kararının son ilan tarihindeki uydu fotoğraflarında görülmeyen ürün ve mütemmim cüzler için bilirkişilerce hesaplama yapıldığını, taşınmaz üzerindeki omca henüz verime yatma döneminde olduğundan verim verme yaşına gelmeyen ağaçların değerlendirilmesinde kullanılan maliyet yönteminin kullanılması gerektiğini yapı bedellerinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamı ekili olmadığı halde tamamının bağ ve bahçe olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün verilerinin esas alınması gerektiğini, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin dosya içerisinde bulunan tarımsal ürünlere ilişkin veri cetvelindeki çelişki giderilerek hesaplama yapılması gerektiğini, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin dosya içerisinde bulunan tarımsal ürünlere ilişkin veri cetvelindeki çelişkinin haksızlığa sebebiyet verdiğini, Kulp ilçesinin iklim koşullarıyla bağ ve ceviz üretimiyle bilinen bir ilçe olup verim miktarının da il ortalamasının oldukça üstünde bulunduğunu, objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden hüküm kurulurken karar tarihi olan 2022 yılı itibarıyla yürürlükte bulunan tarifeye göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken 2019 yılında yürürlükte bulunan tarifeye göre vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşı, sayısı ve kapladıkları alan dikkate alınarak dava konusu taşınmazın kapama karışık meyve bahçesi niteliğinde tespit edilmesi uygun görülmüştür.

4. Değerlendirme tarihli Diyarbakır İl Müdürlüğünün veri cetveli esas alınarak hesaplama yapılması uygun görülmüştür.

5. Dava konusu taşınmaza ilişkin keşif tutanağındaki mahkeme gözlemi ile beyanlar ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan açıklamalar uyarınca taşınmazın sulu arazi vasfında olduğu anlaşılmaktadır.

6. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artışının uygulanmaması uygun görülmüştür.

7. Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı taraflara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine terkinine karar verilmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile fazla depo edilen bedelin davacı idareye iadesine ve davacı idare harçtan muaf olduğu halde dava açılırken yatırılan peşin harcın davacı idareye iadesine ilişkin yönlerinden hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

8. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

9. Dava konusu taşınmazda birden fazla malik olmasına rağmen tespit edilen bedelin davalıya ödenmesi şeklinde hüküm kurulması ve Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan tarifeye göre vekalet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekili tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (II) inci bendinin 2 nci alt bendinin b fıkrasındaki "davalıya ödenmesine" kelimesinin hükümden çıkartılmasına, yerine "davalılara hisseleri oranında ödenmesine" cümlesinin yazılmasına, 8 inci alt bendinde yer alan "2.725,00" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine "5.100,00" sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.