Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9343 E. 2023/378 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu ve buna bağlı olarak belirlenecek kamulaştırma bedelinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin ilk kararında taşınmaz arazi olarak değerlendirilmesine rağmen, davalılar vekilinin bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmaması nedeniyle davacı idarenin usuli kazanılmış hakkının oluştuğu ve taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan faiz başlangıç tarihi hatası düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret/Düzeltilerek Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin asıl ve birleştirilen davalar için yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalılar vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili gerek asıl dava, gerekse birleştirilen dava dilekçelerinde; Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 31748 ada 32 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan kısımlarının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında takdir edilen bedelin düşük olduğunu belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare; dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğunu, taşınmazın arsa vasfında olduğu kabul edilse dahi emsal değerlendirmesinin yasaya aykırı yapıldığını, yatırmış oldukları 813.102,16 TL fark bedelinin iadesine yönelik herhangi bir karar verilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili; davacı idarenin yaptığı diğer kamulaştırmalar ve bölgedeki emsaller değerlendirildiğinde dava konusu taşınmaza biçilen değerin oldukça düşük olduğunu, mahkemece usuli kazanılmış hak ileri sürülerek kamulaştırma bedelinin ciddi anlamda kısıtlandığını, bölge adliye mahkemesince 2019 yılında yapılmış olan ilk değerlendirmede taraflarca talep edilmemesine rağmen dava konusu taşınmazın arazi değil arsa olduğunun resen gözetildiğini ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak birbirlerine üstünlük oranları tartışılıp, davacı idarenin usuli müktesep hakkı gözetilerek bedelin belirlenmesi, tespit edilen bedelin 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik doğrultusunda bloke edilip faizi ile birlikte davalı tarafa ödenmesine, 2942 sayılı Kanun'un değişik 29 uncu maddesi gereğince davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine dair verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinin doğru olduğu; ancak faiz başlangıç ve bitiş tarihlerinde yapılan hatanın düzeltilmesi ve davacı idarece fazla bloke edilen bedelin iadesi gerektiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili; dava konusu taşınmazın arsa değil arazi olduğunu, faiz tarihlerinde hata yapıldığını ileri sürerek kararın bozulması isteminde bulunmuştur.

2. Davalılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca faiz başlangıç tarihinde yapılan hatanın düzeltilmesi istemiyle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru ise de İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı davalılar vekilince istinaf itirazında bulunulmadığından, davacı idarenin usuli kazanılmış hakkı gözetilerek arazi olarak değer hesaplayan rapor üzerinden değer biçilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Hükmedilen bedelin 84.471,34 TL kısmına 26.09.2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin hatalı yazılması doğru değildir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının dokuzuncu paragrafında “84.471,34 TL’sine” ibaresinden sonra gelen “23.10.2018” tarihinin çıkartılarak, yerine “26.09.2017” tarihinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.