"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tapuya tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yapılmış ise de alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-)Bozma ilâmı öncesi kararda Karesi Mahallesi 8637 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satışı emsal alınarak emsal % 60 oranında değerli kabul edilip 10.592 TL/m² değer biçildiği, Dairemizce rapor inandırıcı bulunmadığından kararın bozulduğu, bozma ilâmı sonrasında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporunda bozma öncesi ile aynı emsal incelenerek davaya konu taşınmazın emsalde % 13,64 kat değerli kabul edilerek 7522,75 TL/m² birim değer tespit edildiği; Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmaz daha değersiz olduğu halde, emsal taşınmazın daha değersiz olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde değer tespit edildiği dava konusu taşınmaz emsalden daha değersiz olduğu halde, ters orantı kurulmak suretiyle bedel tespit edildiği gözetildiğinde, yapılan bilirkişi incelemesi inandırıcı ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
1-Dava 4 ay içerisinde bitirilemediğinden; Bozma öncesi ilk karar ile belirlenen 366.339,40 TL'ye 18.04.2016 tarihinden, ilk karar tarihi olan 23.06.2016 tarihine kadar hesaplanacak yasal faizi ile birlikte, bozmadan sonra belirlenen 1.305.912,88 TL fark bedelinin ise 19.04.2016 tarihinden, ikinci karar tarihi olan 17.03.2020 tarihine kadar hesaplanacak yasal faizi ile birlikte dahili davalılara mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tamamına son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi,
2-Davacı idarece fazla depo edilen 293.203,88 TL’nin iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 08.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.