Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10131 E. 2024/3178 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu maliki ile davalı idare arasında, özel parselasyon sonucu yola ayrılan taşınmaz nedeniyle kamulaştırmasız el atmanın olup olmadığı ve ecrimisil bedelinin tespiti uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Özel parselasyon sonunda malikin muvafakatiyle kamu hizmet ve tesisleri için ayrılan yerler için 4721 sayılı TMK m.2 ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu m.35 uyarınca eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı ve karşılığı istenemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/96 Esas, 2023/148 Karar

KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Konya ili, Meram ilçesi, ... Mahallesi 1593 ada 4 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol, kaldırım ve park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek müdahalenin önlenmesini ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsel üzerinde kaçak olarak yapılmış 20-22 adet yapı bulunduğunu, davacının babası ... tarafından parselin numaralandırıp satıldığını, taşınmaz paydaşlarından bir kısmının davacının babası ...'den dava konusu yola (Anber Sokağa) cephe olan ek krokide gösterilen numaralı yerleri satın aldığını, yolun da bu parsel sahiplerinin kullanımı için bırakıldığını, yolun müvekkili belediye tarafından açılmadığını, bu nedenle işgalden söz edilemeyeceğini, ancak sokak sakini paydaşların talepleri doğrultusunda kilitli parke taşı döşendiğini, herhangi bir işgal olmadığından ve zamanaşımı süresi geçtiğinden ecrimisil talebinin de reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2021 tarihli ve 2020/224 Esas, 2021/224 Karar sayılı kararı ile müdahalenin önlenmesine ve ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2021 tarihli ve 2020/224 Esas, 2021/224 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.04.2022 tarihli ve 2021/2374 Esas, 2022/1149 Karar sayılı kararı ile ecrimisil talebi yönünden miktar itibarıyla kesinlik sınırı altında kaldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun usulden reddine, müdahalenin önlenmesi talebi yönünden ise davalı idarenin talep üzerine yol olmayan alandan üst ve alt yapı hizmetlerini yerine getirmek suretiyle yol geçirerek fiilen el attığı, usulünce yapılmış imar uygulaması ve kamulaştırma işleminin de bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacının murisi ... tarafından tanzim edilen özel parselasyon krokisi ile taşınmaz üzerinde belirlenen alanların numaralandırılmak suretiyle üçüncü kişilere haricen satışının yapıldığı, müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil talebine konu olan yolun özel parselasyon sonunda malikin muvafakatı ile ayrıldığı, özel parselasyon krokisine göre numaralı alanları satın alan kişilerin de yola cepheli olmasını gözeterek satış işlemini gerçekleştirdiği dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesinde yer alan özel parselasyon sonunda malikin muvafakatiyle kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı istenemez hükmü uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; düzenleme ortaklık payının tüm paydaşlardan eşit oranda alınması gerektiğini, taşınmazda plan yapılmadan umumi hizmetlere ve kamuya yer ayrılamayacağını, verilen kararın hukuka aykırı ve adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atmanın olup olmadığı ve ecrimisil bedelinin tespiti hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 683 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi.

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacıdan 2.331,00 TL temyize başvurma harcının alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.