Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10366 E. 2024/3833 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idarenin, kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedelinin, mahkemece verilen süreler içerisinde depo edilmemesi ve bu durumun davalıları zarara uğratması gözetilerek, davanın reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/694 Esas, 2023/661 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/233 Esas, 2022/280 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava konusu taşınmazın paylı maliklerinden olduğunu, davacı idare tarafından uzlaşma aşamasında ve Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/24 D.İş sayılı dosyasında takdir edilen bedelin kabul edilmesi mümkün olmayan düşük bir bedel olduğunu, taşınmazın değerli bir konumda bulunduğunu, arsa vasfında olduğunu, taşınmazın bulunduğu bölgenin rezerv alanı ilan edildiğini belirterek, taşınmazın değerinin belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı 2015 yılında satın aldığını, Kanal İstanbul'a çok yakın mesafede olduğunu, davacı idarenin belirlediği bedelin çok düşük olduğunu, taşınmazın kamulaştırılmasında kamu yararı bulunmadığını, taşınmazın tamamının 305 m² olup 200 m² sinin kamulaştırıldığını, geri kalan kısmında değer düşüklüğünün oluşacağının kesin olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza acele kamulaştırma ile el konulduğunu, tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu, taşınmazın bulunduğu bölgenin gelişmekte olduğunu beyan etmiştir.

4. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'da yer alan usul işlemlerinin uygulanmadığını, müvekkiline tebligat yapılmadığını, değişik iş dosyasında alınan raporun müvekkiline tebliğ edilmediğini, raporda yer alan aleyhe hususları kabul etmediklerini, verilen değerin çok düşük olduğunu belirterek davanın reddine, aksi hâlde gerçek değerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

5. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacının belirlediği kamulaştırma bedelinin kabul edilemeyeceğini, taşınmazın gerçek değerinin bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, kamulaştırma bedelinin belirlenerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

6. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, taşınmazın bulunduğu yerin rezerv alanı ilan edildiğini, taşınmazın çok değerli bir konumda yer aldığını belirterek, kamulaştırma bedelinin tespiti ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

7. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava konusu taşınmazın paylı maliklerinden olduğunu, davacı idare tarafından uzlaşma aşamasında ve Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/24 D.İş sayılı dosyasında takdir edilen bedelin kabul edilmesi mümkün olmayan düşük bir bedel olduğunu, taşınmazın değerli bir konumda bulunduğunu, taşınmazın salt tarım arazisi olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını, belediye hizmetlerinden yararlandığını belirterek, keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

8. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın değerinin tespiti konusunda yeterli araştırma yapılmadığını, davacı idarenin belirlediği bedelin gerçek rayiçlerin çok altında olduğunu, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, bölgenin rezerv alanı ilan edildiğini belirterek, tespit edilen bedelin en yüksek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

9. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava konusu taşınmazın paylı maliklerinden olduğunu, davacı idare tarafından uzlaşma aşamasında ve Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/24 D.İş sayılı dosyasında takdir edilen bedelin kabul edilmesi mümkün olmayan düşük bir bedel olduğunu, taşınmazın konum olarak iyi bir noktada olduğunu, belediye hizmetlerinden yararlandığını belirterek, taşınmazın rayiç değerinin belirlenerek hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

10. Davalı ... vekili Av. ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, taşınmazın değerinin tespiti konusunda davacı idarece yeterli araştırma yapılmadığını, belirlenen bedelin düşük olduğunu belirterek, tespit edilecek bedelin en yüksek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

11.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacının belirlediği kamulaştırma bedelinin kabul edilemeyeceğini, taşınmazın gerçek değerinin bilirkişilerce tespit edilmesinin gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, kamulaştırma bedelinin belirlenerek tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

12. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/24 D.İş sayılı dosyasında takdir edilen bedelin düşük bir bedel olduğunu, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlarla karşılaştırılarak, değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, Hazineden, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından ve ... Belediye Başkanlığından ayrı ayrı ... ilçesinde son 5 yılda yapılan doğrudan ve ihale ile satış dosyalarının, emsal taleplerinde arsa satışlarının da tapudan istenmesini talep etmiştir.

13. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1/80 hissesini 2015 yılında satın aldığını, ileriye dönük kâr etme amaçlı satın aldığını; ancak idarenin verdiği bedelin güncel piyasa koşullarının çok altında kaldığını, kabul etmesinin mümkün olmadığını belirterek taşınmazın bedelinin güncel piyasa koşullarına göre belirlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin verilen süreler içerisinde depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görüldüğü zaman dilimi dikkate alındığında, ekonomideki dalgalanmalar, pandemi gibi nedenler yüzünden depo kararının yerine getirilememesinin olağan kabul edilerek, depo kararını yerine getirmek üzere yeniden süre verilmesi gerektiğini, müvekkil idarenin kamulaştırmadan vazgeçmesinin söz konusu olmadığını, davalı taşınmaz malikinin kamulaştırma bedelini elde etmesinin geciktirildiğini belirterek davanın reddi kararının usul ekonomisine, kanuna ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Anayasa’nın 46 ncı maddesinin birinci fıkrasında , “Kamulaştırma” olarak ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Anılan madde; “Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hâllerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir." 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına göre de ; "hâkim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder" hükmü gereği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'de kamulaştırma bedellerinin geç ödenmesi ve enflasyon sonucu bedelin değerinde aşınma olması ile arada geçen sürede bedele faiz ödenerek durumun telafi edilmemesi nedeniyle birçok davada başvuranların üzerinde meşru kamu yararıyla haklı gösterilemeyecek orantısız ve aşırı bir yük bindiği ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır (Aka/Türkiye, B. No: 19639/92, 23/12/1998, § 48-50; Akkuş/Türkiye, B. No: 19263/92, 9/7/1997, § 28-31; Yetiş/Türkiye, B. No: 40349/05, 6/7/2010, § 57-60). Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında da, kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında yargılamanın uzun sürmesi durumunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35 inci maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Her ne kadar yasa koyucu tarafından, 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesiyle 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine eklenen fıkra uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren yasal faiz uygulanmasına ilişkin bir düzenleme getirilmiş ise de yargılama süresinin uzun sürmesi, kamulaştırma bedelinin idarece geç depo edilmesi ve meydana gelen enflasyon sonucunda tespit edilen bedelin değerinde aşırı azalma olması halinde, arada geçen sürede uygulanacak yasal faiz, taşınmazın bedelini karşılamayacak, böylece Anayasa’nın 46 ncı maddesinde ifadesini bulan "gerçek karşılık" taşınmaz malikine ödenemeyeceğinden somut uyuşmazlıkta; davacı vekiline 11.11.2021 tarihli duruşmada kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için süre verilmiş, bedel depo edilmeyince, 22.02.2022 tarihli duruşmada yeniden süre verilmiş, bedel yeniden depo edilmeyince 31.03.2022 tarihli duruşmada kesin süre verilerek ihtarat yapılmış ise de üç kez süre verildiği halde kamulaştırma bedeli depo edilmemiştir. Dava tarihi aynı zamanda taşınmazın değerlendirme tarihi 29.03.2018, Mahkemenin davanın reddi karar tarihi 31.05.2022 istinaf talebinden sonra kamulaştırma bedelinin yatırıldığına dair dekontun dosyaya ibraz edildiği tarih ise 09.02.2023 olduğundan, değerlendirme tarihinden sonra geçen uzun süre nazara alındığında, idarece depo edilen bedelin taşınmazın gerçek karşılığı olamayacağı herkesçe bilinen ve ispatı gerekmeyen bir husus olduğundan bu aşamadan sonra usul ekonomisi ilkesi gereği yargılamaya devam edilmesi, yukarıda ifade edildiği üzere adalete ve gerçeğe ulaşmaya hizmet etmeyeceğinden davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı idarece makul süreden sonra bu aşamada depo kararının yerine getirilmiş olmasının da sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'da belirlenen sürelerin hak düşürücü nitelikte olmadığını, davanın reddi kararının usul ekonomisine, kanuna ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiş, depo kararının gereğini yerine getirdiklerini belirterek, bedelin depo edildiğini gösteren banka dekontlarını dilekçesi ekinde dosyaya sunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedelinin depo edilmediği, sunulan banka dekontuna göre depo kararının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden sonra, 01.02.2023 tarihinde yerine getirildiği, ancak bir kısım davalı vekillerinin temyize cevap dilekçesi ile kamulaştırma bedelinin süresinde depo edilmediğinden davalının zarara uğradığı ve bu nedenle ret kararının onanması yönündeki beyanı gözetildiğinde verilen karar yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile ilgili hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.