Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10455 E. 2024/3792 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazlara uygulanan net gelir yöntemiyle tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalı tarafa ödenmesi ve taşınmazların davacı idare adına tesciline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, AİHM ve AYM kararları gözetilerek davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2078 Esas, 2023/716 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/91 Esas, 2020/95 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karara verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ... ilçesi, ... köyü ... ada ... ve ... parseller ile ... ada ... (ifrazla ... ada ...) parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; tapu kaydında ve taşınmazın fiili durumunda taşınmazın bahçe şekline dönüştürüldüğünü ve üzerindeki muhdesatla birlikte değerinin belirtilen değerden fazla olduğunu, davacının delil olarak sunmuş olduğu kıymet takdiri raporunun taşınmazların gerçek değeri ile ilgisinin olmadığını, davacı tarafın taşınmazların bugünkü piyasa değeriyle araştırmadığını, davacı idare tarafından yapılan kıymet takdirinin gerçeği yansıtmadığı için anlaşma sağlanamadığını ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ileri sürerek öncelikle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın kabulüne karar verilmesi halinde taşınmazın gerçek bedeli üzerinden davacı idareye tesciline ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini, taşınmaz için tespit edilen kapitalizasyon faiz oranının yöre gerçeklerini yansıtmadığını, kapitalizasyon faiz oranının en az %8-9 oranında hesaplanması gerektiğini, tespit edilen bedel taşınmazın gerçek değerinden yüksek olduğunu, yargılamanın uzamasına müvekkili kurum sebebiyet vermediğinden kamulaştırma bedeline faiz uygulanmasının doğru olmadığını, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek usul ve kanuna aykırı verilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların sulu tarım arazisi vasfında kabul edilmek suretiyle yazlık kabak, buğday, saman ve taze fasulye münavebeye alınmak suretiyle bedellerinin belirlendiği, kamulaştırma bedelinin kısmen İlk Derece Mahkemesince ödendiği, kısmen de nemalandırıldığı, davacı kurum tarafından kamulaştırma bedelinin yüksek olduğuna ilişkin istinaf talebinde bulunulmuş ise de, dava tarihine ait gelir ve maliyet çizelgesi incelendiğinde bedel tespitine ilişkin alınan rapora göre kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiği, arta kalan alana da değer kaybı verilmediği görülmüş olup tüm bu değerlendirmelerin davacı kurum lehine olduğu anlaşıldığından kararın dayandığı deliller ile kanuni sebepler ve gerekçe içeriğine göre, davanın esası ile ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasında kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere, bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre; arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir metodu esas alınarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi doğrudur.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.