"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/327 Esas, 2022/144 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ... ilçesi, ... köyü ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından müvekkillerine teklif edilen bedelin çok düşük olduğunu, bunun kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin ticari ve sınai açıdan gelişim bölgesi olup, halihazırda imar değişikliğinin söz konusu olduğunu, dolayısıyla keşif ve bilirkişi incelemesinden önce 2942 sayılı Kanun ve yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda; Tapu Müdürlüğünden en az 8-10 adet emsal taşınmazın bildirilmesini, Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden bildirilecek tüm emsal taşınmazların ayrı ayrı imar planı veya plan değişikliğinin olup olmadığı v.b. hususlara ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istenmesini, dava konusu taşınmaz ile emsalleri krokilerinin istenmesini talep ettiklerini belirtmiş, sair tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, eğer aksi kanaat hasıl olur ise keşif öncesi, belirttikleri hususların ilgili Müdürlüklerden sorulmasını, davaya müvekkilleri sebebiyet vermediğinden yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.11.2011 tarihli ve 2010/403 Esas, 2011/697 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 03.11.2011 tarihli ve 2010/403 Esas, 2011/697 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; Dairenin geri çevirme kararı üzerine, ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 11.02.2013 tarihli yazısında, 09.11.1970 tarihli ve 1/271 numaralı encümen kararı ile Osmaniye Mahallesi (573 ada) 68 ada 51 parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 15 inci ve 16 ncı maddeleri uygulamaları ile yola terk işlemi yapıldıktan sonra oluşmuş imar parseli olduğu bildirilmiştir. Dava konusu taşınmaz ise tapu kaydına göre tarla vasfında olup, imar düzenlemesine tabi tutulmuş taşınmaz olup olmadığı belli değildir. Bu nedenle dava konusu ... köyü ... parselin 01.06.2010 tarihi itibarıyla imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli olup olmadığı araştırılarak, imar uygulaması görmüş ise düzenleme ortaklık payı düşülüp düşülmediğini ve düşülmüşse dava konusu ve emsalden ne kadar düzenleme ortaklık payı düşüldüğünü (oranını) gösterir belgelerin belediye ve tapu müdürlüğünden getirtilerek, dava konusunun imar parseli olmaması durumunda taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılması gerekirken, bu konuda yeterli araştırma yapılmadan somut emsalin de kadastro parseli olduğunun kabulü ile buna göre değerlendirme yapan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 16.03.2016 tarihli ve 2015/343 Esas, 2016/213 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 16.03.2016 tarihli ve 2015/343 Esas, 2016/213 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucundan; Mahkemece uyulan bozma kararının gerekleri yerine getirilmemiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; hükme esas bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz 3194 sayılı Kanun'un 15 inci ve 16 ncı maddeleri uyarınca oluşmuş imar parseli, dava konusu taşınmaz ise kadastro parseli olduğundan dava konusu taşınmazın mukayese sonucu bulunan metrekare değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerektiği hususu gözetilmeyerek hesaplama yapan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli görülmemesi ve Mahkemece verilen ilk hüküm bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, bozma sonrası verilen kararda yeniden tescil hükmü kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, usuli kazanılmış haklarının ihlal edildiğini, eksik incelemeye dayalı raporun esas alındığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğunu, tespit edilen bedele faiz işletilmesi gerektiğini, kamulaştırma bedeline dair itirazlarının dikkate alınmadığını, bedelin düşük tespit edildiğini, kalan kısımda değer azalışı hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Mahkemece tespit edilen 273.167,77 TL'ye 02.10.2010 tarihinden ilk karar tarihi olan 03.11.2011 tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir.
4. Her ne kadar Mahkemece çelişki oluşturacak şekilde fazla yatan bedelin iadesi konusunda karar verilmişse de, davacı idare vekili tarafından fazla depo edilen bedelin davalı tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile kararın hüküm fıkrasının;
a) (3) numaralı bendinde yer alan '' fark depo bedeli olan 98.943,32TL’nin ;davacıya derhal ödenmesine'' cümlesinin hükümden çıkarılarak, yerine " davacı idare tarafından fazla bloke edilen 98.943,32 TL'nin davalı tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine" cümlesinin yazılmasına,
b) Ayrı bir bent olarak ''Tespit edilen 273.167,77 TL'ye 02.10.2010 tarihinden ilk karar tarihi olan 03.11.2011 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.