"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/619 Esas, 2023/1848 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/94 Esas, 2020/185 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
Bu itibarla davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davalı idare vekilinin temyiz talebinin reddine karar verildikten sonra, diğer davacılar yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin İzmir ili, Konak ilçesi, ... Mahallesi 6392 ada 16 parsel parsel sayılı kat mülkiyeti kurulu apartman vasıflı taşınmazda bağımsız bölüm maliki olduklarını, taşınmazın bir kısmının Mithatpaşa Caddesi üzerinde kaldığını, kaldırım ve yol yapmak suretiyle davalı idarece kamulaştırma yapılmadan fiilen el atıldığını, bu nedenle taleplerinin kabulü ile taşınmaz bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma başvurusu yapılmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18 nci maddesine göre kadastral parsel mahiyetindeki dava konusu taşınmazın %40’ına kadar düzenleme ortaklık payı ayrılması gerekeceğini, elatılan kısmın bu oranı aşmadığı gözetildiğinde kamulaştırmasız elatmadan da söz edilemeyeceğini, davacıların zamanında kamuya bedelsiz olarak terk etmeleri gereken kısım için tazminat talep ettiklerini, 1972 yılına ait haritada da taşınmazda kaldırım olduğunun görüldüğünü, talep edilen miktarın yüksek olduğunu, öte yandan yapılaşmanın tamamlanmış olması nedeniyle objektif değer azalışı yapılması gerektiğini, tüm bunlara göre davanın reddini talep ettmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kesilen düzenleme ortaklık payı oranı araştırılmadan en yüksek oranda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının hatalı olduğunu, bedelin düşük hesaplandığını ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın metrekare birim değerinin benzer taşınmazlardan çok daha yüksek belirlendiğini, emsalin uygun olmadığını, harcın maktu olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmazın ve emsalin her ikisinin de imar parseli olduğu anlaşıldığından DOP kesintisi yapılmamasında bir isabetsizlik görülmemiş, dava konusu taşınmazın ve emsal taşınmazın 2019 yılı için emlak vergisine esas metrekare rayiç değerleri gözetildiğinde yapılan kıyaslamanın uyumlu olduğu anlaşılmış ancak, 7421 sayılı Kanun ile 2942 Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4 uyarınca mahkeme harçlarının maktu olarak belirleneceği öngörüldüğünden, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak belirtilen husus düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 8 numaralı bağımsız bölüm kaydı üzerinde devri önleyici şekilde ihtiyati tedbir şerhi bulunduğunu, bu hususun dikkate alınması gerektiğini, tespit edilen bedelin gerçek değerin üzerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
5. 7421 sayılı Kanun'la 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek madde 4
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki İzmir İli, Konak İlçesi, ... Mahallesi 6392 ada 16 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Buna karşın, 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü maddenin üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında ve harca ilişkin hükümlerin resen gözetilmesi gerektiği de dikkate alındığında nispi harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin davacılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... paylarına düşen tazminat bedeli yönünden temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
2. Davalı idare vekilinin diğer davacıların paylarına düşen tazminat bedeli yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine "Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 92.610,78 TL harçtan peşin ve ıslah harcı düşüldükten sonra bakiye 69.413,68 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, davacılar tarafından yatırılan harçlar toplamı 23.241,50 TL'nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.