"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/321 Esas, 2022/165 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/165 Esas, 2021/4 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Hazine tarafından tapu iptali ve terkin talebiyle açılan davaya karşılık olarak açılan dava dilekçesinde özetle; Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkii 375 ada 6 parsel sayılı 8900,12 m² alanlı taşınmazın 8584,13 m²lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle tescil harici bırakılması halinde şimdilik 5000,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine süresinde cevap dilekçesi vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince tapu iptali ve terkin davası eldeki dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş ve karşılık dava olarak açılan eldeki davada yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile dava konusu Van ili, ... ilçesi, 375 ada, 6 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan 8.696,02 m² kısmı için belirlenen toplam 600.025,38 TL tazminatın dava tarihi olan 03.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacılara payları oranında ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle, faiz ve faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydında tarla vasfında olduğunu, arsa olarak kabul edilerek hesaplama yapılmasını kabul etmediklerini, bilirkişi raporlarında arsa kabul edilerek hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, emsal alınan taşınmazın dava konusu edilen taşınmazdan daha değerli olduğunu, aynı yerden emsal alınmadığını, emsali kabul etmediğini, faizin dava ve ıslah tarihi olarak ayrılması gerektiğini, düzenleme ortaklık payı kesintisi konusunda bilirkişilerce değerlendirme yapılmadığını, taşınmaz değerinin yüksek belirlendiğini, davacının eksik harcı tamamlamadığını, aleyhlerine yüksek vekâlet ücreti takdir edildiğini ve kısmen kabul olduğu hâlde lehlerine vekâlet ücreti ödenmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, daha sonra taksim yoluyla davacılara geçtiği, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararlarının karşılanması gerektiği belirtilerek davanın açıldığı 2019 yılı itibari ile taşınmazın arsa olduğunun belirlenmesi uygun görülerek ve Dairelerinden geçen benzer dosyalar dikkate alındığında değerin yüksek olmadığı, davacının ıslah talebi ile birlikte eksik harcı tamamladığı, davalı aleyhine belirlenen vekâlet ücretinin tarifeye uygun olduğu, davanın tam kabul ile sonuçlandığı ancak hüküm fıkrasında yazım hatası yapıldığından davalı lehine vekâlet ücreti ödenmemesinin yerinde olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4- 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden dava konusu Van ili, ... ilçesi ... Mahallesi375 ada 6 parsel sayılı, 8900,12 metrekare yüzölçümlü, tarla niteliğindeki taşınmazın ifraz nedeniyle dava dışı şahıslar adına 20.01.1978 tarihinde tescil edildiği, davacının taşınmaza 12.05.2010 tarihinde satış yoluyla malik olduğu, 11.02.2015 tarihinde taşınmazın 8584,13 metrekaresinin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığına yönelik şerh düşüldüğü, UYAP sisteminde yapılan incelemede eldeki davadan tefrik edilen Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/108 Esas, 2020/181 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın ‘’A’’ harfi ile gösterilen 8.696,02 m²lik kısmının kıyı kenar çizgisi dahilinde kalması nedeni ile iptali ile kıyı olarak terkinine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 09.09.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.