Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10991 E. 2024/4447 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, intifa hakkı sahibinin davaya dahil edilip edilmemesi ve bedele uygulanacak faiz oranı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz üzerinde intifa hakkı bulunan kişinin davaya dahil edilmemiş olmasının kamu düzenine aykırı olduğu ve eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek bozma kararı verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1705 Esas, 2023/2079 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/653 Esas, 2022/477 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvuruların, davacı idare yönünden esastan reddine, davalılar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... Mahallesi 725 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın kıymet takdirindeki birim fiyatın düşük olduğunu, taşınmazın daha değerli olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer kaybı oluşacağını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespitine, bedelin ödenmesine ve dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf ve ek istinaf dilekçelerinde özetle; taşınmazın kamulaştırmadan hemen önce müvekkil tarafından onaylı sınır içerisine alındığını, taşınmazın 1/1000'lik planının bulunmadığını, 1/5000 ölçekli planda plansız alanda kaldığını, tarla olarak değerlendirilmesi gerektiğini, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve intifa hakkı sahibinin davaya dahil edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz değerinin düşük belirlendiğini, emsallerinin dikkate alınmadığını, belirlenen bedelle aynı bölgede ancak yarı oranında taşınmaz alınabileceğini, raporların denetime elverişli olmadığını, organize sanayi bölgesi sınırları içinde yer alan parsellerin yol kenarında olanları 1.000,00 TL, bunun dışındakilerin 600,00 TL'den satışa çıkarıldığının bildirilmiş olduğunu, en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dava konusu taşınmazın çok yakınında olan ve ana yol kenarında bulunan İmişehir Mahallesi eski 719 parsel için 2018 yılı mayıs ayı değerlendirme tarihi kabul edilerek 32,00 TL metrekare bedeli üzerinden taşınmaz değeri hesaplandığı ve Dairemizce de doğru bulunduğu, bu bedel eldeki dava tarihine eskale edildiğinde, 70,38 TL metrekare birim bedeline ulaşıldığı ve davalı taraf, istinaf dilekçesinde; 2018 yılından sonra çevrenin çok geliştiği ve değerlendiğini ileri sürmesi karşısında, 2018 yılından sonra civarda gelişme olup olmadığı da değerlendirilerek ve 2018 yılında belirlenen bedel de göz önüne alınarak taşınmaz bedelinin yeniden tespit edilmesi konusunda, istinaf incelemesi sırasında hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alındığını, düzenlenen ek bilirkişi raporunda özetle; taşınmaz civarının boş araziler ile çevrili olduğu, meskun yerlere uzak olduğu ve konut yapılarak değerlendirilecek bir konumda olmadığı, yaşanan küresel salgın sebebi ile müstakil konut yapılarak değerlendirilebilecek arazilerde fiyat artışı olduğu bir gerçekse de yukarıda belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın bu şekilde kullanılabilecek vasfı olmadığı öte yandan, yakınındaki organize sanayi bölgesinin kattığı değerin ilk raporda karşılandığı göz önüne alındığında, ilk raporda dava tarihi itibari ile belirlenen 70,00 TL metrekare birim bedelinin uygun olduğuna dair rapor sunulduğunu, söz konusu ek rapordaki tespitler ve bilirkişi kurulunca belirlenen miktar aynı kamulaştırma projesi kapsamında kamulaştırılan civar taşınmazlar için açılan davalar sonunda tespit edilen Daire ve Yargıtay tarafından bedel tespitinin doğru olduğuna karar verilen dava dosyalarındaki bedel ile iş bu davadaki bedel uyumlu olduğundan, Dairece de uygun bulunduğunu; ancak 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas 2023/69 Karar sayılı kararı ile Kamulaştırma Kanunu'nun değişik 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir” hükmü Anayasa'ya aykırı görülerek iptaline karar verildiğini, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararında Anayasanın 153 ncü maddesinin 3 ncü fıkrası gereğince iptal hükmünün belirli bir süre erteleneceği yönünde de bir hüküm bulunmadığı gibi Anayasa'nın 153 ncü maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın sürdüğü davalarda “geriye yürümeme” kuralı uygulanamayacağını, bu durumda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'nun 1 inci maddesi gereğince Anayasa Mahkemesinin iptal karının gereğinin yerine getirilmesi açısından yapılması gereken, taraflar arasında kararlaştırılmış daha yüksek akdi faiz oranı da bulunmadığına göre dava tarihi esas alınarak belirlenen kamulaştırma bedeline dava tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için Anayasa'nın 46 ncı maddesinde belirtilen en yüksek faiz olan “Kamu Alacaklarına Uygulanan En Yüksek Faiz” oranının uygulaması gerektiğinden, davacı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre arsa niteliğindeki taşınmaza, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Yargıtayın hukukî güvenlik ve hukukî öngörülebilirliğin temini amacıyla içtihat birliğini sağlama görevinin bulunduğu nazara alınarak yapılan değerlendirmeye göre; 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerekmekte ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Tapu kaydına göre davalıların payları üzerinde “Taşınmazın yarı irtifa hakkı Nuri kızı Refiye Ermağan’a aittir” şerhinin mevcut olduğu anlaşıldığından tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan Nuri kızı Refiye Ermağan”ın davaya dahil etmesi için davacı idareye süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taşınmaz bedelinin (yarı oranında) intifa hakkı sona erinceye kadar bir milli bankaya çıplak mülkiyet sahipleri davalılar adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahibinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde, bedelin davalı tapu maliklerine ödenmesine karar verilmesi gerekirken bu hususta bir işlem yapılmadan eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş olduğu ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzeni gereğince değerlendirme yapılması suretiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy) Tepedelenlioğlu Bilgisiçok (Karşı Oy)

K A R Ş I O Y

Temyiz incelemesine konu Bölge Adliye Mahkemesi kararı "intifa hakkı" sahibinin davaya dahil edilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş ise de dosya kapsamında davacı idarenin 28.09.2022 tarihinde intifa hakkı sahibi Refiye Ermağan'ı davaya dahil etmek üzere dilekçe sunduğu, bunun üzerine davalılar vekili Av. ...'ın intifa hakkı sahibi Refiye Ermağan'ın vekâletnamesini dosyaya ibraz ettiği, böylelikle intifa hakkı sahibinin davaya dahil olup vekil ile davada temsil edildiği gözetildiğinde kararın onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan Dairemiz sayın çoğunluğunun intifa hakkı sahibinin davaya dahil edilmesi gerektiğine ilişkin bozma gerekçesine katılmıyorum. 16.04.2024

K A R Ş I O Y

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair iştirak ettiğim kabulü nazara alınarak; temyiz incelememize konu Bölge Adliye Mahkemesinin, “kamulaştırma bedeline dava tarihinden karar tarihine kadar kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına ilişkin” kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatinde olduğumdan, sonucu itibarıyla katıldığım, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen “Bozma kararının”, “Değerlendirme” bölümünün 3 No’lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 16.04.2024