Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11234 E. 2024/7946 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada, kısmi dava açılıp açılmadığı ve tazminat miktarının belirlenmesinde hangi hususların dikkate alınacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kısmi dava açtığı hususunun önceki kararda belirtildiği ve temyize getirilmediği, ayrıca bozma ile kesinleşen hususlar dışında kararda bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/216 Esas, 2023/231 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar ve davalı Hazine vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul ili, ..., ..... Köyü, 179 parsel sayılı 2778 m² miktarındaki taşınmazın tamamını davacılar murisinin 21.07.1993 tarihinde satın aldığını, dava konusu taşınmazın tapu kaydın da satış tarihinde herhangi bir kısıtlama bulunmadığını davacıların murisinin bu taşınmazı iyi niyetle tapuya güvenerek satın aldığını, davalı Hazine tarafından bu taşınmazın orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı gerekçesi ile Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/225 Esas, 2004/359 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, taşınmazın tamamının tapusunun iptali ve orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ormanların Hazinenin kamu mülkü olup intifa hakkının orman idaresine, mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz ile ilgili Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/225 Esas sayılı dosyasında yargılama yapılarak taşınmazın orman vasıflı olarak Hazine adına tesciline karar verildiğini, Devletin özel mülkiyete idari bir işlemle müdahalesinin bulunmadığını, Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/225 Esas sayılı dosyası incelendiğinde 179 nolu parselin 50 nolu parselden ifrazen oluştuğunu, üzerinde orman şerhinin bulunduğu tespitinin yapıldığını ve orman şerhinin 24.03.1986 tarihinde konulduğunu, davacıların murisinin taşınmazı 21.07.1993 tarihinde satın aldığını, satış sırasında taşınmazda orman şerhinin mevcut olduğunu, tapu kaydının aleni olması nedeniyle şerhten haberleri olmadığını ifade etmenin bir anlamı bulunmadığını belirterek davanın öncelikle husumetten, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istediği anlaşılmıştır.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yersiz açıldığını, Hazine adına tescilin Mahkeme kararına dayandığını, hukuki yasal prosedür izlenerek alınan karar gereğince tescil isteminin gerçekleştirildiğini, Hazine adına tescil ile davacının zararı arasında nedensellik bağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.09.2013 tarihli ve 2011/342 Esas, 2013/275 Karar sayılı kararı ile davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, Hazine yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda, davacılar murisi ...in 1993 yılında tapu kaydına ... ilkesi çerçevesinde taşınmazı satın aldığı, tapu kaydında taşınmazın satışına engel bir durum bulunmadığı gibi tapu sicil müdürlüğü tarafından satışın gerçekleştirildiği, açılan dava sonucu tapu kaydının iptal edildiği, kaydın yitirilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca Devletin sorumluluğunu gerektirdiği, Hazine aleyhinde açılan davada işin esasına girilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 30.01.2017 tarihli ve 2015/11 Esas, 2017/44 Karar sayılı kararı ile davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, davalı Hazine yönünden ise davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; davacılara ait 179 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Hazine tarafından açılan Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/ 225 Esas, 2004/ 359 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği ve bu hükmün 07.10.2005 tarihinde kesinleştiği, davacıların zararının, tapu iptal kararının kesinleştiği 07.10.2005 tarihinde oluştuğu, Mahkemece bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması ve tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değerinin belirlenmesi gerekirken, iptal davasında orman bilirkişisi tarafından iptal davasının açıldığı tarih için belirlenen m² değeri üzerinden Mahkemece resen taşınmazın değerinin belirlenmesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davalı Hazine yönünden kısmen kabulü ile 20.000 TL tazminatın Hazineden alınarak davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; eldeki davanın belirsiz alacak davası olduğunu, Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının gözetilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Mahukemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İstanbul ili, ..., ......,köyü 179 parsel sayılı taşınmazın davacılar murisi........., tarafından tapu kaydında bulunan 24.03.1986 tarih ve 1431 yevmiye numaralı "Devlet Ormanıdır" şerhi ile 27.07.1993 tarihinde satın alındığı, bu durumda, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre davacının tapusunun iptali sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından davanın reddine karar vermek gerekirse de bu husus bozma ile kesinleştiğinden bozma konusu yapılmamıştır.

3. Mahkemece verilen 31.01.2017 tarihli ve 2015/11 Esas, 2017/44 Karar sayılı kararında davacının kısmi dava açtığının belirtildiği ve bu hususun temyize getirilmediği, bozma konusu yapılmadığı anlaşılmıştır.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle

Davacılar ve davalı Hazine vekillerinin temyiz isteminin reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.