Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11246 E. 2024/4420 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve tescil hükmünün verilip verilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın önceki bozma kararlarında belirtilen hususlara uygun bir şekilde kamulaştırma bedelini tespit ettiği, fakat tescil hükmünü yeniden vermeyi atladığı gözetilerek, karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/54 Esas, 2023/453 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;... Mahallesi 4582 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın konumu ve nitelikleri itibarıyla davacı tarafından tespit edilen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın gelişmiş bir mevkide bulunduğunu, kamulaştırma evraklarında binanın yaşının sehven 41-50 yaş arası olarak belirtildiğini, binanın 10-15 senelik olduğunu, binanın 50 yaşında olarak değerlendirildiğini ve %32 yıpranma payı düşüldüğünü, 20 m²lik bodrumun hatalı olarak dikkate alınmadığını belirterek, taşınmazın gerçek değerinin takdir edilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02.05.2016 tarihli ve 2015/484 Esas, 2016/214 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 02.05.2016 tarihli ve 2015/484 Esas, 2016/214 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; emsal taşınmazın 2015 yılı arsa metrekare rayiç değeri ve cephe aldığı sokaklara ilişkin bilirkişi kurulu raporu ile belediye yazı cevabı arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmaz değerlendirme tarihi itibarıyla 2981 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin (b) fıkrası uyarınca yapılan uygulama sonucu oluşan imar parseli, emsal taşınmaz ise satış tarihinde kadastral parsel olduğu halde, taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatına düzenleme ortaklık payı ilave edilmeden hesap yapıldığından bilirkişi raporunun geçersiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 07.07.2020 tarihli ve 2019/143 Esas, 2020/147 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 07.07.2020 tarihli ve 2019/143 Esas, 2020/147 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin 2020/6248 Esas sayılı kararı ile denetimden geçen Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1283 Esas sayılı dava dosyasında 09.11.2015 değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza yakın komşu olup aynı amaçla kamulaştırılan benzer nitelikteki 4581 ada 3 parsel sayılı taşınmazın metrekaresine 1.390,00 TL değer biçildiği halde dava konusu taşınmaza 16.10.2015 tarihi itibarıyla 1.200,00 TL m² değer biçilmesi doğru olmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda emsal karşılaştırması yapılmaksızın piyasa rayicinden söz edilerek soyut ifadelerle değer biçildiğinden alınan raporun hüküm kurmaya elverişli görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 16.02.2022 tarihli ve 2021/248 Esas, 2022/32 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 16.02.2022 tarihli ve 2021/248 Esas, 2022/32 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde, bozma öncesi esas alınan aynı satışın emsal olarak alınması doğru olmadığı gibi, aynı amaçla kamulaştırılan birbirine komşu olan taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda aynı değerlendirme tarihi itibarıyla benzer sonuçlara ulaşılması, oluşabilecek farklılıkların da makul gerekçelerle açıklanması gerektiği halde Mahkemece birbirine yakın taşınmazlar için yeterli gerekçe gösterilmeden çok farklı metrekare birim fiyatları belirlendiğinden denetime elverişli olmayan bu rapora göre karar verilmesi ve Mahkemece verilen hüküm, Dairenin bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, yeniden tescil hükmü kurulmaması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, bedelin fahiş olduğunu, eksik inceleme sonucu değer tespiti yapıldığı gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, gerçek değerini yansıtmadığından kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Yargıtayın hukukî güvenlik ve hukukî öngörülebilirliğin temini amacıyla içtihat birliğini sağlama görevinin bulunduğu nazara alınarak yapılan değerlendirmeye göre; 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Ne var ki, dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince yasal faiz uygulanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değilse de, davacı idarece temyiz sebebi olarak ileri sürülmediğinden bozmaya konu edilmemiştir.

4. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. İlk Derece Mahkemesince verilen tescil hükmünün Dairemizin bozma kararı ile ortadan kalktığı gözetilmeksizin bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararının hüküm fıkrasının; (3) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine ''Dava konusu ... Mahallesi, 4582 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Bursa Büyükşehir Belediyesi adına tapuya kayıt ve tesciline'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydına,

15.04.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda kanaatimizce;

Her ne kadar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmesi ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar geçen süre için kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması”, diğer bir ifadeyle Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak “dava tarihinden itibaren karar tarihine kadar faize hükmedilmesi" gerekmekte ise de;

Davalı tarafın Anayasa Mahkemesinin yukarıda bahsedilen iptal kararının uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi söz konusu olmadığından. Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen karara sonucu itibarıyla katılmakla birlikte, "Değerlendirme” bölümünün 3 No.lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 15.04.2024