"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1202 Esas, 2023/1614 Karar
DAVA TARİHİ: 06.09.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/592 Esas, 2022/130 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
... ve ... haricindeki davacılar yönünden hüküm altına alınan bedel Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, işbu davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin, davacılar ... ve ... ile ilgili olarak gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu... Mahallesi 1627 ada 11 parsel sayılı taşınmazın, Zeytinburnu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/529 Esas sayılı dosyasında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 16 ncı maddesi uyarınca Mahkeme kararı ile kamulaştırıldığını, tebligat yapılmadığını, bedelin ödenmediğini, hissenin hala muris üzerinde olduğunu belirterek bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; kesinleşen yargı kararı nedeniyle davacıların malik olmadığını, kesinleşen yargı kararı bulunması nedeniyle noter tebligatının olup olmamasının önemi olmadığını, davacıların sadece muris adına bloke edilen bedeli isteyebileceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kesinleşen yargı kararı nedeniyle davacıların taşınmazda malik olmadıklarını, kesinleşen yargı kararında hisse miktarı hatalı yazıldığı için tapuda infazın gerçekleştirilemediğini, kamulaştırma kararından sonra murise ulaşılamadığını, kamulaştırma işleminin muhtarlık ve belediye ilan tahtasında ilan edildiğini, kesinleşen yargı kararı nedeniyle tebligatın olup olmamasının bir öneminin bulunmadığını, bedelin muris adına bloke edildiğini, mirasçılarının sadece bloke edilmiş olan bedeli talep edebileceklerini, husumetin kendilerine düşmediğini, bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi taşınmazın konumu ve imar durumuna göre belirlenen bedelin uygun olduğu, taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında kaldığı ve husumetin doğru yöneltildiği, taşınmaza yönelik usulüne uygun yapılmış kamulaştırma işlemi bulunmadığı, Mahkemece Dairemiz iade kararı doğrultusunda inceleme yapılarak karar verildiği verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir. "...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine levessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda karar verildi."
3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmesizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. Maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına..." karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi doğru olup, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen metrekare birim fiyatı Dairemiz denetimden geçen dosyalar ile uyumludur.
3. Dava konusu taşınmaza ilişkin kamulaştırma işlemlerinin davalı idare tarafından yürütüldüğü, tapu kaydına şerh verildiği, taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında bulunduğu, davalı idarenin taşınmazın tapu kaydına göre paydaş olduğu gözetildiğinde husumetin davalı idareye yöneltilmesi doğrudur.
4. 2942 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar. Dosyaya sunulan kamulaştırma evrakına göre ilgilisine yönelik olarak usulüne uygun yapılmış bir tebliğat bulunmadığı gibi kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair belge sunulamadığından kesinleşmiş bir kamulaştırmadan bahsedilemeyeceğinden, dosyanın esasına girilerek karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5. İlk Derece Mahkemesince ilk kararda tescil hükmü kurulduğundan, tescil hususunda yeniden karar verilmemiş ise de İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında, davacılar bir kısım mirasçı olarak taşınmaza hissedar oldukları hâlde, hatalı olarak murisin tüm payının iptaline karar verilmiş olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacı İdare Vekilinin ... ve ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davacı İdare Vekilinin Davacılar ... ve ...'e İlişkin Temyizi Yönünden;
1. Davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin çıkartılması, yerine “ Dava konusu İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, Fatihden Devir (Kazlıçeşme) Mahallesi 1627 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki davacılar murisi Eğinli Mustafa’ ya ait hissenin davacıların mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında iptaline, dosyada mevcut Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/287 Esas ve 2017/510 Karar sayılı veraset ilamının karar eki sayılmasına” paragrafının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.