"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/29 Esas, 2022/54 Karar
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi uyarınca pilon yeri ve irtifak hakkının davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Erzurum ili, Pasinler ilçesi, ... Mahallesi, Alasakal Mevkii, 505 ada 3 parsel de kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1973 yılında tapu kütüğüne tescil edilen ancak maddi hata sonucu yeni kayıtlara geçirilmeyen 49 m² direk yeri ile 9543 m² irtifak hakkının tesis ve tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.10.2006 tarihli ve 2006/163 Esas, 2006/187 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, Erzurum ili, Pasinler ilçesi, ... Mahallesi, Alasakal Mevkii, 505 ada 3 parsel sayılı taşınmazın b harfiyle gösterilen 49 m² yüzölçümündeki kısmının tapusunun iptali ile davacı idare adına tescilini ve yeşil renkle gösterilen 9543 m² yüzölçümündeki kısmı üzerinde 2942 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 36 ıncı maddeleri gereğince irtifak hakkı tesisini ve bu hakkın tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.10.2006 tarihli ve 2006/163 Esas 2006/187 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağının 31.12.1991 günü kesinleştiği ve 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasına "Taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır... yürürlülük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" hükmü ilave edilmiştir. Bu nedenle kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi, nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2009/31 Esas, 2011/77 Karar sayılı kararı ile ek cümle ve geçici maddenin iptaline karar verildiğini, mülkiyet hakkının mutlak bir hak olmayıp kamu yararı ile sınırlandırılabileceği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi ek cümle ile geçici 10 uncu maddenin iptal edildiğini, bu nedenle Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi.
3. 3402 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.