"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1647 Esas, 2022/2708 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2010/652 Esas, 2020/49 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2593 (eski ... 530) parsel sayılı taşınmazın tamamının müvekkiline ait olduğunu, davalı ... tarafından yol yapılmak suretiyle taşınmaza el atıldığını, dava konusu taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu, şuyulandırma işleminin Bursa 2. İdare Mahkemesinin 15.11.2005 tarihli ve 2005/653 Esas 2005/1281 karar sayılı ilamı ile iptal edildiğini, müvekkiline ait 530 parselin 11 Eylül Bulvarı üzerinde kaldığını, taşınmazın el atılan kısmının dışında kalan, hukuken ve fiilen kullanımı mümkün olmayan kısmınında proje bütünlüğü gözetilerek bedel karşılığı davalı idareye devrinin gerektiğini, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselin şuyulandırma işleminin iptal edilmesinden sonra geri dönüşüm işleminin henüz gerçekleşmediğinden dolayı yer tespitinin yapılamadığını, geri dönüşüm işlemi yapılmadan eski parsele göre tespit yapmanın hatalı neticelere sebep olacağını, idare mahkemesi kararlarının kesinleşmesinin ve yeni imar uygulaması yapılıyor ise sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; el atma olgusunun gerçekleşmediğini, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, raporun gerçeği yansıtmadığını, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Bursa ili, ... ilçesi, ... (eski ...) Mahallesi 530 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu' nun 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığı, uygulama esnasında taşınmazdan %35 oranında Düzenleme Ortaklık Payı kesilmek sureti ile davacıya ... Mahallesi 1491 ada 1 parsel ve 1437 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan yer tahsisi yapıldığı, yapılan bu şuyulama işleminin Bursa 2. İdare Mahkemesinin 15.11.2005 tarihli 2005/653 Esas, 2005/1281 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği ve kararın Danıştay tarafından onanması üzerine ... Belediye Başkanlığı tarafından geri dönüşüm işlemi yapıldığı, ... 530 parselin şuyulama işleminin iptali üzerine ... Belediye Başkanlığı tarafından yapılan geri dönüşüm neticesinde dava konusu taşınmazın ... Mahallesi 2593 parsel numarası ile 1951 m² olarak tarla vasfı ile tapuya tescil edildiği, fen bilirkişisi raporuna göre eski 530 parselin şuyulamanın iptalinden sonra geri dönüşüm ile oluşan ... Mahallesi 2593 parselin aynısı olup eski ve yeni parsellerin bire bir çakıştığı ve koordinat farkının olmadığı, dava konusu taşınmaz ile ilgili alınan fen bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmazın (A) ve (C) harfi gösterilen kısmına davalı tarafından ana arter niteliğinde yol yapmak suretiyle fiilen el atıldığı, (B) harfi ile gösterilen kısmın ise imar planında park alanında kaldığı, dolayısıyla proje bütünlüğü koşullarının oluştuğu kabul edilmekle arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yöntem ve sonuç değer itibarıyla isabetli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar etmiş ayrıca davanın çok uzun sürmesi nedeniyle taşınmaz değerindeki fahiş değişikliklerden kaynaklı olarak taşınmaz değerinin karar tarihine endekslenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2593 (eski ... 530) parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve proje bütünlüğü gereği taşınmazın tamamının bedelinin alınan rapor uyarınca davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan temyiz harcının davalı idareden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.