"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/877 Esas, 2023/1659 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/150 Esas, 2022/32 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın yargı yolu yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;...Mahallesi, 766 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atılması nedeniyle taşınmaz bedelinin davalı idareden yasal faiziyle birlikte tahsilini belirterek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkının kısıtlandığına ilişkin iddianın adli yargıda değil idari yargıda dava konusu etmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza müvekkili olan idare tarafından fiili el atma söz konusu olmadığından davacı tarafından imar planı ile ilgili olarak öncelikle idari yollara başvurulması gerektiğini, idari yollardan sonuç alınamadığı takdirde imar planı ile ilgili olarak Belediye aleyhine idare mahkemesinde dava açılması gerektiğini belirterek iş bu davanın öncelikle idari merci tecavüzü, aksi takdirde görev ve husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
2.Davalı TOKİ Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili olan idare tarafından yapılan herhangi bir fiili el atma söz konusu olmadığını, ayrıca dava dilekçesinde de davacı tarafından bu durumun beyan edildiğini, taşınmazın imar planlarındaki fonksiyonu sebebiyle kısıtlandığı gerekçesiyle açılan işbu davanın çözümünde taşınmaza mevcut bir fiili el atma olmaması nedeniyle idari yargının görevli olduğunu belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın yargı yolu yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idare lehine vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve davalı idareler lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine dair Mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; aynı taşınmaz için idare mahkemesinde dava açıldığı, İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 30.12.2022 tarihli ve 2022/1202 Esas, 2022/2629 Karar sayılı kararı ile söz konusu uyuşmazlığa ilişkin 16.11.2022 tarihinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 7421 sayılı Kanun'la gelen ekleme ile adli yargı görevli hale geldiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verildiği, görevin kamu düzeninden olması, taraflar için müktesep hak doğmaması, görevin dava şartı olması ve göreve dair yasal düzenleme resen gözetilerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir; “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmişahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek madde 1 ve 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle eklenen son cümle.
3. Değerlendirme
Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza fiili bir el atma olmadığı, ancak taşınmazın 16.06.2004 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen yol, park, dini tesis alanı olarak düzenlendiği anlaşılmış olup, 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 1 inci maddesi "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20.12.2018 tarihli ve Esas: 2016/181 Karar: 2018/111 sayılı Kararı ile)" şeklinde düzenlenmiş olup 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi ile eklenen son cümlesinde "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür." şeklinde belirtilmiş olup, görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflar için usuli müktesep hak da doğmayacağından ve usul hükümlerinin derhal uygulanması gerektiğinden eldeki davada adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmakta olup, Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden Mahkeme kararının bozulması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.