Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11839 E. 2024/2905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muvazaalı işlemin iptali davasında hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkin yetki uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın konusu taşınmaz olsa dahi, muvazaalı işlemin iptali davasının ayni hakka değil şahsi hakka dayanması ve davalıların yetki itirazında bulunmaması gözetilerek, davanın açıldığı İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğuna karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/158 Esas, 2023/271 Karar

I. YARGI YERİ BELİRLENMESİNE KONU KARARLAR

A. İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.11.2022 Tarihli ve 2022/461 Esas, 2022/490 Karar Sayılı Kararı

Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, bu nedenle İstanbul ili Kadıköy ilçesi sınırlarındaki davaya konu taşınmazın aynından kaynaklanan eldeki davada İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

B. İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2023 Tarihli ve 2023/158 Esas, 2023/271 Karar Sayılı Kararı

Davacının alacağının şahsi hak olan katılma alacağı olduğu, alacağın tahsili kapsamında açılan muvazaalı işlemin iptali ve tapunun tesciline yönelik davalarda, tapu iptal tescil istense dahi, mülkiyet hakkına dayanmayan bu davada tapu iptal tescil kararı verilemeyeceği, ancak satışın iptali ve davacı alacaklıya alacağına ve ferilerine yetecek derecede haciz ve satış yetkisi verilmesi yönünde karar verilmesi gerektiği, davacının şahsi hakka dayandığı, bu hususta kanunda özel düzenleme olmadığı, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, davada kesin yetki kuralının bulunmadığı, davalıların ilk itirazda bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

II. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir.

B. İlgili Hukuk

1. Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir.

2. 6098 sayılı Kanun'un “Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler” başlıklı 19 uncu maddesi şöyledir;

“Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz.

3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun)“İadenin şümulü” başlıklı 283 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir;

“Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını istiyebilir.”

4. 6100 sayılı Kanun“Yetki” başlıklı 6 ncı maddesinini birinci fıkrası şöyledir:

“Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”

5. 6100 sayılı Kanun'un “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19 uncu maddesi şöyledir.

“(1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.

(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.

(3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.

(4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.”

6. 6100 sayılı Kanun'un “İlk İtirazlar - Konusu” başlıklı 116 ncı maddesi şöyledir.

“- (1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:

a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.

b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.”

7. 6100 sayılı Kanun'un “İleri sürülmesi ve incelenmesi” başlıklı 117 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir.

“(1) İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.”

8. 6100 sayılı Kanun'un “Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127 inci maddesi şöyledir.

“Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.”

C. Değerlendirme

1. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek 2004 sayılı Kanun'un 283 üncü maddesinin birinci fıkrası uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa 6100 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin uygulanma imkânı yoktur.

2. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.

3. Dosya kapsamından taraflar arasındaki uyuşmazlıkta kesin yetki durumu bulunmadığı ve davalı taraflarca cevap dilekçesi ile birlikte yetki itirazında bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı yer olan İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.