Logo

5. Hukuk Dairesi2023/12141 E. 2024/5972 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, enerji nakil hattı geçirilen taşınmazı için davalı idareden irtifak hakkı bedeli talebiyle açılan davada, 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanaklarına göre davalı idare lehine tapuya tescil edilen irtifak hakkına ilişkin olarak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/904 Esas, 2023/1326 Karar

DAVA TARİHİ: 17.11.2020

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/167 Esas, 2021/376 Karar

Taraflar arasında kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... Mahallesi 102 ada 222 parsel sayılı taşınmaza enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle fiilen el atıldığını belirterek irtifak hakkı karşılığının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma başvurusunun yapılmadığından davanın reddi gerektiğini, ayrıca taşınmazın usulüne uygun şekilde kamulaştırıldığını, ve TEK Genel Müdürlüğü lehine tapuya tescili sağlandığını, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte; davaya konu taşınmazdan geçen enerji nakil hattı ve pilon yerleri için usulüne uygun şekilde kamulaştırılma çalışmalarına başlanılmış olup, dosyaların hazırlanma aşamasında olduğunu, davacının uzlaşma başvurusu bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile tazminat bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, irtifak hakkının davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kamulaştırması yapıldığından davanın reddi gerektiğini, Tapu Müdürlüğünün yazısında irtifak hakkının 1992 yılında kadastro işlemi sırasında tescil edildiğinden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ... Genel Müdürlüğü adına tescil edilen taşınmazın tapusunun iptali için 10 yıllık hakdüşürücü süre geçtiğinden tapunun iptaline karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın konum haritasının dosyada bulunmadığını, kapitalizasyon faiz oranı belirlenirken (kent merkezine yakınlık, nüfus, ulaşım kolaylığı, serbestçe alınıp satılması, pazara yakınlık vb) kriterlerin, objektif değer artışındaki kriterlerle aynı olması sebebiyle objektif değer artışının yeniden hesaplanmasının hatalı olduğunu, %100 objektif değer artışı hesaplanmasının kanuna aykırı bulunduğunu, hazırlanan raporda parselin eğimi, hattın yüksekliği, imar durumu, irtifak miktarı, irtifak geçiş şekli vb. kriterler dikkate alınmadan %35 olarak değerlendirilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ... Mahallesinde bulunan 102 ada 222 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın üzerinden 1975 yılında tesis edilen Karabulduk Fideri 3X3/0 Enerji Nakil Hattının geçirildiği, güncel tapu kayıtları ile kadastro tutanağına göre taşınmazın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/a maddesi gereğince yenileme kadastrosuna tabi tutulduğu, 3.954,57 m² yüzölçümü ve 103 ada 560 parsel numarası ile tapuya tescil edildiği, kadastro tespitinde taşınmazın 1.640 m² yüzölçümlü bölümü üzerinde TEK Genel Müdürlüğü lehine irtifak bulunduğunun tespit edildiği, taşınmazın kadastro tespitinin 26.03.1992-27.04.1992 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı ve dava açılmadan 28.04.1992 tarihinde kesinleştiği, irtifakın bu şekilde tapuya tescil edildiği eldeki davanın ise 3402 sayılı Kanun'un 12 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen kadastro işleminin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 17.11.2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığından bu hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın hak düşürücü süre geçtiğinden usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat istemiyle açılan eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, nitekim kamulaştırmasız el atma olgusunun kadastro tespitinden sonrasında da devam ettiğini, kadastro tespiti sonucu davalı lehine tescil edilen irtifak hakkının hukuken geçerli bir hakka ya da mahkeme kararına dayanmadığını, kamulaştırma işlemlerine dair noter tebligatlarının ve diğer belgelerin usulüne uygun olmadığını, bu anlamda yapılmış geçerli bir kamulaştırma işleminden bahsedilemeyeceğini, kamulaştırma bedelinin ödendiğini gösterir herhangi bir belge ve dekontun dosyaya sunulamadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 28.04.1992 kesinleşme tarihli kadastro tespit tutanaklarına istinaden dava konusu irtifak haklarının davalı idare lehine tapuya tescil edildiği anlaşılmış olup, 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki düzenleme gereği, bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutunakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan eldeki davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olmasında sonucu itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.