"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/910 Esas, 2023/1225 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/420 Esas, 2021/320 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
..., ... ve ... (...) ve ... dışında kalan davacılar yönünden hüküm altına alınan bedel Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, işbu davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin davacılar ..., ... ve ... (...), ... ile ilgili olarak gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 4029 ada 1 parsel sayılı taşınmaza fiilen kapalı yüzme havuzu yapmak suretiyle kamulaştırmasız el atılması nedeniyle Mahkemece belirlenecek tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/592 Esas sayılı dosyasında müvekkili hakkındaki davanın husumetten reddine karar verildiğini, dava konusu yerin ... Belediye Başkanlığı sınırları içerisinde kalan bir yer olduğunu, bahse konu taşınmaza müvekkili belediye tarafından herhangi bir şekilde fiilen el atılmadığını, parsel üzerinde herhangi bir tasarrufun da bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazdaki davacıların hisselerinin iptali ile davalı ... Belediyesi adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... Belediye Başkanlığı sınırları içerisinde kaldığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili idarece taşınmaza fiilen el atılmadığını, dava konusu taşınmaz ve çevresinde ... Belediye Başkanlığı tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci ve 3290 sayılı Kanun'un Ek-1 maddeleri gereği imar uygulaması işlemi yapılmış olup bu imar uygulaması işlemi İdare Mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden taşınmazın bulunduğu alanda ... Belediye Başkanlığı tarafından yeniden imar uygulaması yapılması gerektiğini, emsal alınan taşınmazın uygun olmadığını, emsalin dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğunu, taşınmazın m² birim bedelinin yüksek hesaplandığını, dava konusu taşınmazın el koyma günündeki durumu nazara alınarak değer biçilmesi gerektiğini, davacıların tapudaki hisseleri ile gerekçeli karardaki hisselerin birbiri ile uyuşmadığını, taşınmazın tapu kaydında hisse hatası şerhi bulunduğunun dikkate alınması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile imar planında "Açık Spor Tesis Alanı, Kültürel Tesis Alanı ve Trafo Alanı" olarak ayrılmış olan dava konusu taşınmaza, Spor Genel Müdürlüğü ile ... arasında 2000 seyirci kapasiteli kapalı spor salonu yapım işine ait sözleşmenin imzalanması neticesinde 24.10.2017 tarihinde işe başlanarak taşınmazın yarısından daha fazla alanın etrafının betonarme çevre duvarı ile çevrilerek, çevrilen bölümde temel kazısı ve temel tabanına grobeton dökülmek suretiyle kamulaştırma olmaksızın fiilen el atıldığı hususunun bilirkişi raporuyla tespit edildiği, hükme esas teşkil eden bilirkişi kurulu raporunda arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yapılmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazla emsal ... Mahallesi 3797 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın özelliklerinin kıyaslanması sonucunda dava konusu taşınmazın kıyasi emsalden 1,04 kat daha değerli olduğu kabul edilerek değerinin tespit edildiği ve davacıların hisseleri nispetinde kamulaştırmasız el atma tazminatlarının hesaplandığı, emlak vergi değerleri açısından ters orantı bulunmadığı, emsale ve taşınmazın m² bedeline yönelik davalı tarafın istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, Spor Genel Müdürlüğü ile ... arasında imzalanan protokol doğrultusunda Antalya Büyükşehir Belediyesince taşınmaza fiilen el atıldığının sabit olduğu, bu nedenle davalı tarafın husumet itirazlarının da yerinde olmadığı, proje bütünlüğü açısından taşınmazda davacıların hisse karşılığının tamamının bedeline hükmedilmesinin yerinde olduğu, hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmak için yeterli olduğu anlaşıldığından davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacıların maliki olduğu arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Buna karşın; eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasanın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar ile ile 2942 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesinin uygulanması söz konusu olmayan proje bütünlüğü bağlamında bedeline hükmedilen kısımlar yönünden kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının nispi harca ilişkin bölümüne dokunulmaksızın istinaf isteminin şeklî olarak esastan reddine karar verildikten sonra istinaf harcının maktuya çevrilerek nispi harcın bakiyesinin iadesine karar verilmesi suretiyle 1983 sonrası fiili el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında Ek Madde 4 gereğince maktu harç alınacağı yönünde irade ortaya konulmuş ancak kamu düzenine ilişkin ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken ve İlk Derece Mahkemesinde nispi alınan harcın 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 2 numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle düzeltilmesi yoluna gidilmeden 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrasından istifade ile Yargıtayın harca yönelik uygulamasının etkinliğinin ortadan kaldırılması bu şekilde Yargıtayın içtihat birliğini sağlama görevinin devre dışı bırakılarak hukukî öngörülebilirlik ve hukukî güvenliğin zedelenmesi sonucunu doğurduğundan kararın bozulması gerekir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı ... Belediyesi vekilinin davacılar ..., ... ve Hatice Utku (Diker) ve ... Haricindeki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı ... Belediyesi vekilinin davacılar ..., ... ve Hatice Utku (Diker) ve ...’a İlişkin Temyizi Yönünden;
1. Davalı ... Belediyesi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden yapılan inceleme sonucu, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2022/910 Esas, 2023/1225 Karar sayılı ilamının (3) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 370.961,62 TL harçtan peşin alınan 92.740,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 278.221,22 TL istinaf karar harcının davalı ... Başkanlığından alınarak Hazineye irat kaydına," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı ...'ndan aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.