Logo

5. Hukuk Dairesi2023/12234 E. 2024/7231 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve düzenleme ortaklık payı kesintisi oranının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespitinde emsal kıyaslaması yönteminin doğru olduğu, ancak düzenleme ortaklık payı kesintisi oranının belirlenmesinde yakın parsellerdeki kesinti oranlarının dikkate alınarak daha düşük bir oranın uygulanması gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2974 Esas, 2023/1339 Karar

DAVA TARİHİ: 13.12.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/625 Esas, 2022/462 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... ile ... hakkında davanın husumet yokluğundan reddine, dahili davalı ... Hazinesi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ile davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre; ecrimisile ilişkin olarak hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle, ecrimisil yönünden davacı ... davalı ... vekillerinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davacı ... davalı ... vekillerinin kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline yönelik olarak gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı ... vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.06.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ve davalı ... vekili Avukat ......gelmiş, aleyhine temyiz olunan diğer davalı idareler vekilleri duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Antalya ili, ..., ... Mahallesi 4317 ada 20 parsel sayılı taşınmaza davalı idarelerce kamulaştırmasız el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmazın tespit edilecek dava tarihindeki rayiç değerinin yasal faizi ile birlikte ve 14.12.2014 tarihinden itibaren her ay ya da yıl için belirlenecek ecrimisilin ve ait olduğu ayın sonundan itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin tüm hakları saklı tutarak davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı defi ve hak düşürücü süre itirazında bulunduğunu, ecrimisil talebi yönünden 14.12.2014 tarihinden itibaren talep edilen ecrimisil hususunda geriye dönük en fazla 5 yıl istenebileceğini, zamanaşımı definde bulunduğunu davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını kullanamadığı iddiası ile ilgili vekil eden Maliye Hazinesinin fiziksel ve hukuksal hiçbir bağı bulunmadığını, Milli Emlak Müdürlüklerinin Hazine mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde satım, kiralama, trampa vb. işlemleri yapmakla yetkili olduğunu, şahıslar adına özel mülkiyetin söz konusu olduğu yerlerde hiçbir hukuksal ve fiziksel işlem yapmaya yetkili olmadıkları gibi dava konusu taşınmaza da herhangi bir müdahalede bulunulmadığını, Maliye Hazinesine husumet yöneltilmesi hukuken hatalı olduğu, dava konusu taşınmaz halen davacı mülkiyetinde olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın öncelikle husumetten reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... ile ... hakkında davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden ise davanın kısmen kabulüne dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davalı ... Hazinesi adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalı ... ve ... yönünden pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın Antalya Valiliğinin yanında davalı ... tarafından işgal edilmiş olarak bulunduğunu, Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/90 Esas sayılı dosyasında görülen yargılamada aynı ada içerisinde yer alan 22 parsel sayılı taşınmazda ... Belediye Başkanlığının tazminat yönünden sorumlu tutulduğunu ve Yargıtay tarafından kararın onandığını, dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının mülkiyet hakkının ihlaline sebebiyet verdiğini, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılacaksa bu oranın %16,4 oranını geçmemesi gerektiğini, 4317 ada 22 parsel sayılı taşınmaz için Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/90 Esas sayılı dosyasında 03.06.2020 tarihi itibarıyla metrekaresinin 1.550,00 TL olarak hesaplanıp, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadan bedelin taşınmaz maliklerine ödenmesine karar verildiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin ... Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, davalı ... Hazinesi tarafından taşınmaza fiziken müdahalede bulunulmadığını, ... Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı ve Antalya Valiliğinin tüzel kişiliğe sahip olduğunu, dava ehliyeti var olan kurumlar olduğundan her iki kurumun müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, Maliye Hazinesinden uzlaştırma talep edilmediğini, düzenleme ortaklık payı kesintisinin düşük alındığını, dava konusu taşınmazın tapu kaydında var olan "kültür varlığı koruma alanı" şerhinin bedel tespitinde dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, ecrimisil hesaplama yöntemi ve faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazın değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı, 2019 yılı emlak vergisine esas metrekare birim fiyatının 1.051,53 TL olduğu, emsal olarak alınan Antalya ili ......(...) Mahallesi 4540 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış imar parseli olduğu, 2019 yılı emlak vergisine esas metrekare değerinin 838,99 TL olduğu, emsal taşınmaza ait hissesinin 12.11.2013 tarihli ve 34999 yevmiye numaralı resmi satış örneğinin dosyaya celp edildiği, emsal olma özelliğine sahip bulunduğu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yanlarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda tartışıldığı, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 2,3388 kat daha değerli kabul edilmesinin emlak vergi değerleri açısından da değerlendirildiğinde yerinde olduğu, buna göre dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının dava tarihi olan 13.12.2019 tarihi itibarıyla 6.863,76 TL olarak kabulünün yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamış kadastral parsel olması nedeniyle yakın parsellerden olan 4317 ada 16 parsel ve 19 parsellerden düzenleme ortaklık payı oranlarının ortalaması olan 0,2485 oranında dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak bedel tespitinin yerinde olduğu İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı ile davalı ... vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; düzenleme ortaklık payının %24,85 oranında alınmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi müvekkilinin mağduriyetine neden olacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla yasa hükümlerine uygun olduğu gibi, husumetin davalı idarede olduğunun kabulü yerindedir..

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazın bulunduğu adada 1992 yılında yapılan imar uygulamasına ilişkin şuyulandırma cetvelinde 15, 16, 17, 18 parsel sayılı taşınmazlardan yaklaşık %16,40 oranında düzenleme ortaklık payı kesildiği, 19 parsele ilişkin olarak sadece 3 m²lik kısmının düzenlemeye girdiği gözetildiğinde kesilen %33,3 oranında düzenleme ortaklık payı oranı dikkate alınmadan kadastral parsel niteliğindeki taşınmazın yüzölçümünden %16,40 oranında düzenleme ortaklık payı kesilmek suretiyle belirlenen bedele hükmedilmesi gerekirken daha aza hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacı ... Davalı ... Vekillerinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Davacı ... davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı ... Davalı ... Vekillerinin Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

1. Davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.