"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1098 Esas, 2023/1513 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/297 Esas, 2022/190 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesinin hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Göztepe Mahallesi 3091 ada 108 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından yol ve kaldırım yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza hangi idare tarafından el atıldığının tespit edilmesini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile tazminat bedelinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile yol ve kaldırım olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle kararda dava tarihinin hatalı yazıldığını, davacılardan ...’ın dava konusu taşınmazdaki 22/320 hissesinin 4/11’lik kısmını dava açıldıktan sonra 14.12.2021 tarihinde ...’a sattığını, bilirkişi raporunda 22/320 hissesinin tamamı yönünden belirlenen bedelden 4/11 hisse karşılığının tenzil edilmek suretiyle davacı ...’a hisse bedelinin yeniden belirlenmesi yönünde mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, fen raporunda yer alan 1982 yılı hava fotoğrafında dava konusu taşınmazın önünden yol geçtiğinin görüldüğünü, bu durumda taşınmaza 1983 yılı öncesi el atıldığını, fen bilirkişisi tarafından 1982 yılı hava fotoğrafı ile 2006, 2011, 2013, 2015 yıllarına ait hava fotoğrafları karşılaştırmalı olarak incelenerek fiili el atma tarihinin tespit edilmesi gerektiğini, taşınmaz için belirlenen metrekare birim değerinin yüksek belirlendiğini, dava konusu taşınmaza yaklaşık 40 metre mesafede bulunan 3002 ada 30 parsel sayılı taşınmaz için 31.05.2011 değerlendirme tarihi itibarıyla 7.000 TL/m² birim değerinin belirlendiğini, kesinleşen bu bedele göre dava konusu taşınmazın değerinin çok yüksek olduğunu, arta kalan alan yönünden değer azalışı verilmesinin hatalı olduğunu, taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti tesis edilmiş apartman bulunduğunu, arta kalan alan yönünden değer artışı verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda imar planında yol alanına alınarak hukuken el atıldığı ileri sürülen kısım, restoran ve kafe olarak ticari işletmeler tarafından kullanılmakta olup taşınmazdan ticari olarak istifade edildiğini, herhangi bir kısıtlamanın bulunmadığını, bu alanla ilgili tazminat belirlenmesinin dayanağı olmadığını, düzenleme ortaklık payının düşülmediğini, ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibarın faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, dava konusu taşınmazın imar durumu ve konumuna göre belirlenen bedelin uygun olduğu, dosya kapsamına göre taşınmaza 1983 yılı sonrası el atıldığından nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu, arta kalan kısım için belirlenen değer azalışı oranının yerinde olduğu, davacı ...'ın taşınmazdaki payını satmadığı, payının 14/22 olduğu, ...'ın dava dışı kişilerden pay satın aldığı, Mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığı, ancak faiz başlangıç tarihinin hatalı yazılması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu mâlikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Dosyadaki belgelerin incelenmesinde; davacılardan ...'in payı üzerinde dava dışı ...lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ...'in nüfus kaydı getirtilerek sağ olduğunun anlaşılması halinde davaya dahil etmesi için davacıya süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekmektedir.
4. Diğer taraftan, dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının kullanım amacı, yüzölçümü, geometrik şekli ve yola cephesinin kalıp kalmadığı hususu dikkate alındığında bu kısma yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilebilir ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden sorularak, değer azalışı bedeline hükmedilmesi gerekip gerekmediği denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.