"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2717 Esas, 2022/3836 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/301 Esas, 2021/13 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4084 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili ile yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırılan arazinin direkli altılı tel sistemli sofralık bağ olduğunu, kamulaştırılan alan üzerinde 480 kök bağ, 150 bağ direği ve telleri ile 15 yaşında 1 adet kayısı, 25 yaşında 1 adet ceviz ağacı, 5 yaşında 20 ağaç trilye cinsi zeytin ağacı bulunduğunu, taşınmazın sondaj ve sulama sistemi bulunduğunu, kamulaştırmadan arta kalan 2.255,15 m²lik kısımda işlenmesi ve ulaşım açısından kıymet azalması meydana geldiğini, bu kıymet azalmasının tespitinin ve kamulaştırma bedeline ilavesi gerektiğini, davacı idare tarafından taşınmaza el atıldığından zeytin ağaçları ve bağlardaki üzüm ürününün toplanamadığını, ürün hesabı yapılarak ürün kaybı bedelinin kamulaştırma bedeline ilave olunmasını, idarece takdir edilen bedelin çok düşük olduğunu, kamulaştırılan arazinin konum itibarıyla çok değerli bir arazi olduğu dikkate alınarak objektif değer artışı olarak kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya ödenmesine ve dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; ürün net gelirinin yüksek hesaplandığını, giderin, brüt gelirin 1/3'ü olarak alınmasının hatalı olduğunu, sulama sistemi tesisat bedelinin kamulaştırma bedeline eklenmemesi gerektiğini, yüksek objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan alanın büyüklüğü nazara alınarak değer azalışı uygulanmaması gerektiğini, bedelin yüksek belirlendiğini ve davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verim düşük alınmak suretiyle bedelin düşük belirlendiğini, dava konusu taşınmazın sınır kısmından geçen geçit irtifakının yarattığı değer düşüklüğü oranının yüksek belirlendiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısım için uygulanan %10 değer azalışının düşük olduğunu, davacı idare tarafından 2017 yılındaki el atmadan itibaren 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için ürün kayıp bedeli hesaplanması gerekirken, sadece 2017 yılı için ürün kayıp bedeli hesaplanmasının hatalı olduğunu, zarar gören sulama sistemi için belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın sulu kapama bağ niteliğinde olduğu kabul edilerek, dava tarihi olan 2017 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü maliyet cetveli kullanılarak net gelir hesabı üzerinden bedel tespiti yapan bilirkişi kurul raporuna göre karar verilmesi doğru olmakla, sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaz yönünden %4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması, Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi, brüt gelirinin 1/3'ünden az olamayacağının gözetilmesi ve taşınmazın tapu kaydı üzerinde bulunan 215,00 m²lik geçit hakkının yarattığı değer düşüklüğünün hesaplanması, dava konusu taşınmazın konumu, yüzölçümü ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artış oranı ilave edilmesi ile kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışı hesaplanması yerinde görülmekle, o yılın hasat sonu beklenilmeden taşınmaza el atılmış olması nedeniyle 2017 yılı ürün kaybı bedelinin hesaplaması ve taşınmaza davacı idare tarafından el atılması nedeniyle zarar gören sulama sisteminin yeniden faaliyete geçirilmesi bedeli belirlenip ilave edilmek suretiyle kamulaştırma bedelinin belirlenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli, 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da gözönüne alınarak, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru görüldüğü; ancak İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile birlikte davalıya ödenmesine karar verilen bedel yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi ve üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen kısmın neması ile ilgili hüküm kurulmaması nedeniyle taraf vekillerinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama bağ niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinin ve kamulaştırmadan arta kalan kısımda bulunup kamulaştırma nedeniyle zarar gören sulama sisteminin yeniden faaliyete geçirilmesi için belirlenen bedelin tespit edilen bedele ilave edilmesi yerindedir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.