Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1594 E. 2023/3661 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kooperatife ait taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılması nedeniyle, taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin dava konusu taşınmaz bedeline ilişkin davalı idare ile sulh olduklarını beyan ederek davadan vazgeçmeleri üzerine, 6100 sayılı HMK'nın 123. maddesi uyarınca davanın geri alınmasına davalı idarenin muvafakat verip vermediğinin sorulması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1195 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde fiilen ... Belediyesi ... Parkı sınırları içerisinde kaldığını ve fiili el atmanın devam ettiğini, bu nedenle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 22.03.2008 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5747 sayılı Kanun uyarınca sınırlarına dahil edildiğini, öncesinde Ümraniye Belediye Başkanlığına bağlı olduğunu, dava konusu taşınmazı kapsayan imar uygulamasının Ümraniye Belediye Başkanlığı tarafından yapıldığını ve davacının süresinde itiraz etmediğini, dava konusu taşınmazın 5832 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına alınarak, %31 oranında düzenleme ortaklık payı kesilmesi ile oluştuğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tescili ile tapu sicilinden yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkilce el atılmadığını, dava konusu taşınmazın 22.03.2008 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5747 sayılı Kanun uyarınca sınırlarına dahil edildiğini, öncesinde Ümraniye Belediye Başkanlığına bağlı olduğunu, davaya konu tüm işlem ve eylemlerin Ümraniye Belediye Başkanlığının ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının tasarrufu ve bilgisi ile gerçekleştiğini, Mahkemece taşınmazın kullanım amacı gözetilmeksizin yol olarak terkinine karar verildiğini, davanın idarî yargının görevi içine girdiğini, hükme esas alınan raporda belirlenen metrekare bedelin fahiş ve emsal uygulamasının hatalı olduğunu, dava konu parseli de içine alan bölgede yapılan imar uygulamasının (parselasyon şuyulandırma) ... 3. İdare Mahkemesinin 03.0712007 tarihli ve 2005/1496 Esas, 2007/1878 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini ve Danıştay 6. Dairesinin 21.12.2009 tarihli ve 2008/8893 Esas, 2009/12447 Karar sayılı kararı ile arsa düzenlemesinin iptaline ilişkin kararın kesinleştiğini, kök parsele dönüş işlemlerinde son aşamaya gelindiğini, taşınmazın bedel hesabında konut gibi değerlendirilmesinin uygun olmadığını, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 38 inci maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının kısmi taleple açmış olduğu davada ıslah yolu ile bedelin artırılamayacağını, 6098 sayılı Borçlar Kanunu'ndaki zamanaşımı sürelerinin geçmiş olduğunu, faizin başlangıç tarihinin yanlış belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen el atılan yer bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu; ancak taşınmazın 463,79 m²lik kısmının bedeline hükmedildiği hâlde tamamının tapu kaydının iptaline karar verilmesi, tescil kararı verilmesi gerekirken terkine karar verilmesi hatalı olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve resen belirlenecek nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla,gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1195 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davacı vekili Av.... tarafından gönderilen 27.03.2023 tarihli dilekçe ile davacı kooperatif yönetim kurulunun almış olduğu, karar gereğince, davalı ile sulh olduklarından davadan vazgeçtiklerini beyan eden dilekçe vermiş oldukları anlaşılmaktadır.

3. Davacı vekili 27.03.2023 tarihli dilekçesi ile davadan vazgeçtiklerini beyan ettiği anlaşılmış olup 6100 sayılı Kanun'un 123 üncü maddesi uyarınca davanın geri alınmasına davalı idarenin muvafakat verip vermediği sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı idareye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.