"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/210 Esas, 2022/317 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; dava konusu Ordu ili, Altınordu ilçesi, ... Mahallesi 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, bu gayrimenkulde iki defa kamulaştırma yapıldığını, işlemlerin ilkinde 21.730,59 m²lik kısmın 110.00 TL/m² hesaplandığını, daha sonra 7.420 m² olmak üzere toplam 29.151 m²lik gayrimenkul kamulaştırıldığını, bu karar uyarınca ilgili gayrimenkulün acele el koyması yapıldığını, arazinin yapısı bozularak fındık ocaklarının kesildiğini, Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/144 D.İş Esas, 2014/146 Karar sayılı kararı ve yine Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/167 D.İş Esas, 2012/174 Karar sayılı kararı ile verilen acele el koyma kararı ile arazi üzerindeki tüm tasarrufların davalıda olduğunu, akabinde Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/407 Esas sayılı dava dosyası ile kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davası açıldığını, ancak bedelin depo edilemediğinden davanın reddine karar verildiğini, işbu sebeplerle ileride artırılma kaydı ile 54.828 TL'nin davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı idareye tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili asıl ve birleştirilen davalara ilişkin cevap dilekçelerinde; mahkemece tespit sağlanacak kamulaştırmasız el atma bedelinden daha önce kurumca maliklere ödenmiş bedelin mahsup edilerek hüküm kurulması gerektiğini, davacının dava konusu parselde hissedar olduğu gözetildiğinde kamulaştırmasız el atma hissesinden acele el koymada idarece ödenen davacı hisse bedelinin mahsubu ile hüküm kurulması gerektiğini, Mahkemece yapılacak keşif sırasında, yol yapım nedeniyle taşınmazda meydana gelen değer artışı da dikkate alınarak rapor düzenlenmesi gerektiğini, karar sonrası tapu uygulamalarında problem yaşanması nedeniyle, hesaplanan bedele tapudaki ipotek, haciz gibi takyitadların tümüne yansıtılmasına, kamulaştırma bedelinin tespiti ile ... adına tescili ve yol olarak terkinine, her iki durumda da yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 18.06.2020 tarihli ve 2020/111 Esas 2020/238 Karar sayılı ilamı ile asıl ve birleştirilen davalarda belirlenen kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.09.2021 tarihli ve 2021/1818 Esas, 2021/1802 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar veren mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahallinde yapılan keşif sonucu Ordu ili, Altınordu ilçesi, ... Mahallesi 104 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; dava konusu taşınmazın tapu kaydında daha önceden ... ve ... lehine eski irtifak hakkı tesis edildiği anlaşıldığından, eski irtifak hakları nedeniyle meydana gelecek değer düşüklüğünün bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi ve dava konusu taşınmazda davacılar elbirliği ile mülkiyet olarak tapuda kayıtlı olduğundan davacıların miras bırakanlarından gelen payları veraset ilamları da dosya içerisine alınarak, ayrı ayrı hesaplanmak, suretiyle infaza ve denetime elverişli ek rapor alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesiin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, belirlenen tazminat bedelinin çok yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.