"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1620 Esas, 2022/2127 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/542 Esas, 2020/404 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 147 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin malik olduğunu, imar uygulaması sonrası düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak bedelsiz terkin şerhinin konulduğunu ve davalı idarece yol ve park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle davanın yasal sürede açılmadığını, husumetin ... Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, idarece el atılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle yargı yolu, dava şartı yokluğu itirazında bulunarak, 15.12.2017 tarihli ve 2445 sayılı Belediye Meclis Kararı uyarınca 15 metre genişliğin altındaki yollardan sorumluluğun ilçe belediyesine ait olduğunu, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, alınan raporun yetersiz, bedelin yüksek olduğu ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın öncesinde 19.250 m² alanlı iken 24.09.1973 tarihli ve 599 sayılı İmar İdare Heyeti kararı ile onaylanan 64800 nolu parselasyon planı ile düzenlemeye alındığı, taşınmazın 2341 m²lik bölümü kamulaştırılacak alan olarak ayrıldıktan sonra 4227 m²si düzenleme ortaklık payı olarak kesilip kalan 12.682 m²lik bölümünün ise imarın muhtelif ada ve parsellerine şuyulandırıldığı, fen bilirkişi raporuna göre kamulaştırılacak alan olarak ayrılan 2341 m²lik alanın tapuda malikleri adına yaşamakla birlikte fiili zeminde yok olduğu, ayırma çapı düzenlenmediğinden yeri tam olarak tespit edilememekle birlikte zeminde imar ada ve parselleri arasında hamur haline gelerek yol ve yeşil alan olarak kullanıldığının tespit edildiği, ayırma çapının da düzenlenmemesi ve zeminde kaybolması nedeniyle maliklerinin tasarruf imkanı kalmadığından kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği, fiilen el atılarak davacı tarafın tasarruf hakkının süresiz olarak ortadan kaldırıldığı, sorumlu idarenin davalı ... olduğu, aynı taşınmaza ilişkin kesinleşen ve güçlü delil niteliğinde olan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin söz konusu ilamlarında belirlenen bedellerin değerlendirme tarihine eskale edilmek suretiyle değer tespiti yapıldığı da dikkate alındığında bedel yönünden bir isabetsizlik görülmediği gibi husumetin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunun kabul edildiği de dikkate alındığında, belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline, gerek paydaş dosyalarında gerekse davalı idare tarafından iş bu dosyaya verilen cevap dikkate alındığında el atma tarihinin 1983 yılı sonrası olduğu, kesinleşen ve güçlü delil niteliğinde olan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin söz konusu ilamlarında taşınmaza el atma tarihinin 1983 yılı sonrası olduğunun kabul edildiği de gözetildiğinde nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmeyerek, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi yerinde bulunduğu anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulması talebi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak ve aynı taşınmaza ilişkin açılan ve Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda belirlenen metrekare birim fiyatları ile uyumlu olacak şekilde değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.