"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1599 Esas, 2022/2744 Karar
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/411 Esas, 2021/572 Karar(Birleştirilen 2018/364 Esas, 2018/646 Esas, 2018/357 Esas)
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare ile davacılar ... vd. vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili ile birleştirilen dosya davacıları ... vd. vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun birleştirilen dosya davacılar vekili yönünden esastan reddine, davalı idare vekili yönünden ise başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili ile birleştirilen dosya davacıları ... vd. vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 107.090,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
Asıl davada davacı ..., ..., ..., ... ile birleştirilen davalarda ..., ..., ..., ... dışındaki davacılar hakkında hükmedilen bedeller Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; asıl davada davacı ..., ..., ..., ... ile birleştirilen davalarda ..., ..., ..., ... dışındaki davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılardan ... vd. vekili ile davalı idarenin asıl davada davacı ..., ..., ..., ... ile birleştirilen davalarda ..., ..., ..., ... yönünden kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 755 ada 4 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin paydaş olduğunu, taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın okul yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare asıl ve birleştirilen davalarda cevap dilekçesinde özetle; dava açma süresinin geçirildiğinin açık olduğunu, davanın bu nedenle öncelikle süre aşımı yönünden reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın Alanya Belediye Başkanlığının kararı ile imar planında ortaokul olarak tahsis edildiğini, buna göre sorumlu olan yerin Belediye olduğunu, belediyelerce okul alanı olarak belirlenen alanlarda, imar planının hayata geçirilmemesi ve herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmasından belediyenin sorumlu olduğunu, dolayısıyla davalı olarak kendilerinin gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tapu kaydı incelendiğinde taşınmazın çok sayıda hissedarının olduğunun görüleceğini, bu nedenle hissedar fazlalığının satışı etkileyeceğini taşınmazın değerinin düşük olmasının nedenlerinden biri olduğunu, davacı tarafın dava konusu parselin çok üstün niteliklere sahip olduğu ve bu nedenle çok kıymetli olduğu yönündeki iddiaların kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili ile birleştirilen dava davacıları ... vd. vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Birleştirilen dava davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın m² birim fiyatının düşük tespit edildiğini, emsal taşınmaz ve dava konusu taşınmazın mukayesesinin doğru yapılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların tapu kaydında malik olarak görülüp görülmediğini, mirasçı iseler intikal işlemlerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini, emsal alınan 45 ada 5 parsel sayılı taşınmazın emsal olma özelliğine sahip bulunmadığını, dava konusu aynı hukuki sebepten kaynaklandığından birleştirilen ve asıl dosyalar için ayrı ayrı vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, husumetin imar planını yapan ilgili idareye yöneltilmesi gerektiğini, hüküm altına alınan bedelin fahiş belirlendiğini, hükmedilen bedelin tümüne dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza okul yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın fiilen el atıldığı, arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin yöntem itibarıyla yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın m² birim fiyatının dava tarihi olan 30.04.2018 tarihi itibarıyla 2.200,00 TL, 23.10.2018 tarihi itibarıyla 2.856,00 TL, 21.06.2018 tarihi için 2.353,00 TL, 01.02.2016 için 1.610,00 TL olarak kabulünün yerinde olduğu, ancak asıl dosya ve birleştirilen 2018/646 ve 2018/364 Esas sayılı dosya davacıları Dairenin kaldırma öncesi İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf etmediklerinden bedel açısından bu davacılar yönünden davalı ... Bakanlığının usuli kazanılmış hakkının bulunduğu, bu nedenle bu davacılar yönünden kurulan hükümde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması gerektiği hâlde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasının hatalı olduğu, dava konusunun aynı hukuki sebepten kaynaklanması nedeniyle asıl ve birleştirilen dosya davacıları lehine tek bir vekâlet ücreti takdiri gerekirken asıl ve birleştirilen dosyalar için davalı idare aleyhine ayrı ayrı vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğu, davalı idare vekilinin istinaf taleplerinin bu yönüyle yerinde olduğundan yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili ile birleştirilen dosya davacıları ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Birleştirilen dosya davacıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek ayrıca davaların birleştirilmesinin hatalı olduğunu ve yasal faizin yüksek enflasyon nedeniyle düşük kaldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve Mahkemenin ilk kararını istinaf etmeyenler yönünden taleple bağlılık ilkesi doğrultusunda karar verilerek, taşınmazdaki davacılar payının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesinde ve faize hükmedilmesinde, davalar aynı hukuki sebepten kaynaklandığından davacılar lehine tek vekâlet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdarenin Davacı ..., ..., ..., ... ile Birleştirilen Davalarda ..., ..., ..., ... dışındaki Davacılara lişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B.Davacılardan ... vd. Vekili İle Davalı İdare Vekilinin Davacı ..., ..., ..., ... ile birleştirilen davalarda ..., ..., ..., ... 'a İlişkin Temyizi Yönünden;
Davacılardan ... vd. vekili ile davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılar ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.