Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2166 E. 2023/10106 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacılar lehine tescil hükmünün kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin taşınmaz bedelinin tespitine ilişkin kararının doğru olduğu, ancak tescil hükmünün davacıların miras yoluyla hak sahibi oldukları payla sınırlı olması gerektiği gözetilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/229 Esas, 2022/2579 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/302 Esas, 2021/244 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacılar vekili yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerine ait ... ili, ... ilçesi, Goncalı Mahallesi 306 ve 325 parsel sayılı taşınmazlara kamulaştırma yapılmaksızın tel örgü ile çevrilerek giriş çıkışın izne bağlanması suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz olduğunu, zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava konusu taşınmazların kamulaştırma işlemlerine başlandığını ve kamulaştırmasız el atmadan söz edilemeyeceğini, taşınmazın 1. Derece arkeolojik sit alanı kapsamına alınmasının mülkiyet hakkının kısıtlanması anlamına gelmediğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığını, bu nedenle her bir davacı için ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından el atılmadığını, taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, taşınmazın müvekkili idare yerine Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğini, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazlara kazı yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın fiilen el atıldığı, dava konusu taşınmazların 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde "birinci derece arkeolojik sit alanında" kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile taşınmazların değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazlarda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı, 2020 yılı emlak vergisine esas metrekare birim fiyatının sulak arazi olarak 1,87 TL olduğu, emsal olarak alınan taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamış imar parseli olduğu, 2020 yılı emlak vergisine esas metrekare birim fiyatının 283,07 TL olduğu, emsal taşınmaza ait satışın bilirkişilerce 31.03.2009 tarihli satış şeklinde yazılmış ise de taşınmazda 31.03.2009 tarihli satış bulunmadığı, 08.07.2009 tarihli ve 11865 yevmiye numaralı satışın 32.000,00 TL'ye yapıldığı, bilirkişilerce esas alınan satışın 08.07.2009 tarihli satışı olduğu, bu satış örneğinin Dairece dosyaya celp edildiği, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yanlarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda tartışıldığı, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazdan değersiz olduğunun kabulü ile dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının %10 kaçınılmaz değer düşüklüğü kabul edilerek dava tarihi olan 02.12.2019 tarihi itibarıyla 51,98 TL olarak tespit edildiği, bilirkişi raporunda hesaplama yapılırken taşınmazın satış tarihindeki metrekare birim fiyatı olan 142,17 TL'ye düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak 105,31 TL'ye düşürülmüş olması ve dava konusu taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatı olan 57,60 TL'den %10 kaçınılmaz değer düşüklüğü indirimi yapılması hatalı ise de davacı taraf aleyhine olan bu husus hakkında davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığından Dairece dikkate alınmadığı, bu nedenle taşınmazın metrekare birim fiyatının 51,98 TL olarak kabulünün yerinde olduğu, her ne kadar davacı tarafça vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurulmuş ise de davası kabul edilenler yönünden dava konusunun aynı hukuki sebepten doğması sebebiyle tek bir vekâlet ücreti takdirinin yerinde olduğu, davalı idarenin harçtan muaf olmasına rağmen harçtan sorumlu tutulmasının ve tescil hükmünün Hazine adına kurulması gerekirken davalı adına kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun davacılar yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kısmen kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca dava konusu taşınmazın tespit edilen değerinden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının hatalı olduğunu, taşınmazın park ve yeşil alanda kalması nedeniyle alıcısının az olacağından hareketle %10 oranında değer düşüklüğü uygulanmasının da doğru olmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca el atma tarihi 04.11.1983 tarihi öncesi olduğundan vekâlet ücretinin maktu olarak tespit edilmesini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arsa niteliğindeki Denizli ili, Pamukkale ilçesi, Goncalı Mahallesi 306 ve 325 parsel sayılı taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yöntem itibarıyla doğru olmakla birlikte, davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde dava konusu taşınmazın değerine ilişkin bir itirazı bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi yerindedir.

3. Buna karşın; dava konusu 306 parsel sayılı taşınmazda davacıların murisi ... adına kayıtlı 1/4 oranındaki payın bedeline hükmedildiği halde, bu parselde davacılar adına kayıtlı hisselerin tümü yönünden tescil hükmü kurulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan "taşınmazların davacılar (veya mirasçıları) adına" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "taşınmazlarda muris ...'dan davacılara intikal edecek" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.