"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/482 Esas, 2022/537 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kesinleşmiş mahkeme kararında eksik hükmedilen faiz alacağı ile kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucu, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın faiz talebi yönünden reddine, bozma talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) l4 üncü maddesinin üçüncü fırkası gereğince, kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanması devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davanın kabul edilen ve temyize konu davacı paylarına düşen miktar karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 5810,00TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davacılar vekilinin reddedilen talepleri yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Beykoz ilçesi, ... Mahallesi 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davalı ... tarafından el konularak istimlak edilmeden yol yapıldığını ve kamuya tahsis edildiğini, bu nedenle Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/ 359 Esas sayılı dosyası ile açılan bedel davasının sonuçlandığını, bu davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunu, fili el koyma tarihinin 01.01.2001 olduğunu, bu tarihten itibaren dava tarihi olan 07.05.2002 tarihine kadar arsa bedeli olarak belirlenen davacıya ait payın karşılığı 602.338,00 TL'si için yasal faizin tahsili gerektiğini, bu durumda toplam olarak el koyma tarihi ile dava tarihine kadar işlemesi gereken faizin 481.871,00 TL'si olduğunu, ayrıca belediyenin proje dışı yola katılan 241.98 m²lik arsanın davacının payına isabet eden 72/720'sinin karşılığı 550,00 TL'den 13.068,00 TL alacağı bulunduğunu, dava tarihinden geriye doğru belirledikleri el koyma tarihine kadar 602.338,00 TL'sinin %60 oranında 01.01.2001 tarihinden 07.05.2002 tarihi itibarıyla hesaplanan 481.871,00 TL faiz alacağından şimdilik 250.000,00 TL'nin tahsiline, bakiye için haklarının saklı tutulmasına (el koyma tarihinin kesin bilinmesi durumuna göre), davacının payına isabet eden ve ilk davaya dahil edilmeyen ve yola ayrılan 241.98 m²lik arsanın 72/720 paya isabet eden m² fiyatı 550,00 TL'den hesaplanan 13.068,00 TL'sinin bu kısım için el koyma tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; bu davanın kesinleşmemiş devam eden iki dosya sebebiyle derdestlik yönünden reddi gerektiğini, mahkememizin 2002/359 Esas sayılı dosyası ve Beykoz Kadastro Mahkemesinin 1996/22 Esas sayılı dosyasının temyiz aşamasında olduğunu ve derdest olduğunu, derdestlik itirazları nedeniyle herşeyden önce bu davanın diğer davalar kesinleşmeden reddedilmesi gerektiğini, derdestlik, bekletici sorun, ve diğer nedenler açısından hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.12.2010 tarihli ve 2008/176 Esas, 2010/400 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 25.199,00 TL faiz alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan incelemede; davacının taraf sıfatının bulunup bulunmadığı yönünden Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davanın bekletici mesele yapılıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların faize ilişkin taleplerinin reddine, kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davasının kısmen kabulü ile taşınmazların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara payları oranında ödenmesine, dava konusu 249 ada 3 ve 4 parsellerde davacıların paylarının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Beykoz 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/359 Esas sayılı dosyada fazlaya dair haklarını saklı tutarak dava açtıklarının, dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen 01.01.2001 tarihinde el atıldığı sabit olduğundan bu tarihten itibaren hükmedilen bedele faiz işletilmesi gerektiğini, faize ilişkin davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiği gibi kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat miktarının taşınmazın cinsi ve nevi uyarınca mülkiyet hakkına aykırı olacak şekilde düşük belirlendiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kesinleşen kamulaştırmasız el atmaya dayanan davada eksik hükmedilen faiz alacağı ile kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemeleri nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Kamulaştırmasız el atmaya dayanan taşınmaz bedelinin tahsili davalarında; dava tarihi esas alınarak tespit edilen bedelin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği, kesinleşen Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/359 Esas, 2006/455 Karar sayılı dosyasında da dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiği anlaşıldığından Mahkemece faiz alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmesi doğrudur.
3.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup aşağıdaki bendler kapsamım dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdarenin İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B.Davacılar vekilinin Temyizi Yönünden
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.