"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2188 Esas, 2022/2144 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/427 Esas, 2021/454 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;Ankara ili,Gölbaşı ilçesi, ... Mahallesi, 115120 ada 1 (ifrazen 115100 ada 3) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma konusu olan parselin ifraz sureti ile oluştuğunu, ifraz öncesi arsa vasıflı olduğunu, ifraz öncesi konumunun cadde üzerindeki ilk parsel şekilde olup Konya yoluna en yakın parsel olduğunu, müvekkilinin kamulaştırılan parsel üzerinde imalatları bulunduğunu, taşınmazın bulunduğu bölgenin çok değerli konumda olduğunu, her iki tarafın yola cepheli olduğunu, Konya yoluna yaklaşık 250 m mesafede olduğunu, taşınmazın bedelinin belirlenirken tüm bu değer artırıcı özelliklerin dikkate alınması gerektiğini ve buna göre bedel takdir edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olmadığını, emsallerin benzer nitelikte olmadığını, soyut değerlendirme yapıldığını, raporun denetlenmediğini, fazla bedele hükmedildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dairenin ve Yargıtay denetiminden geçen dava konusu taşınmazla aynı bölgedeki 39 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava dosyasında, aynı emsaller ile değer biçilmek suretiyle metrekare değerinin Nisan 2017 itibarıyla 550,00 TL olduğu ve dava tarihine eskale edildiğinde 998,65 TL olduğu gibi (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/6489 Esas, 2021/4602 Karar) dava konusu taşınmaza idarenin kıymet takdir raporunda Aralık 2017 itibariyle 550,00 TL m² değer biçildiği, hükme esas alınan raporda ise Ekim 2020 itibarıyla 880,00 TL/m² değer biçildiği, bu durumun da davalı idare lehine olduğu ve usul ekonomisi dikkate alındığında arsa niteliğindeki taşınmaza emsal mukayesesi yapılmak suretiyle zeminine, resmi birim fiyatlarına göre ve yıpranma payı düşülmek suretiyle yapılara, yaş, cins verim durumu gözetilerek ağaçlara değer biçilmesinde, kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın tapu kaydının iptaline ve yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle;istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine, resmi birim fiyatlarına göre ve yıpranma payı düşülmek suretiyle yapılara, yaş, cins verim durumu gözetilerek ağaçlara değer biçilerek adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.