"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1532 Esas, 2022/2850 Karar
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/330 Esas, 2020/173 Karar
Taraflar arasındaki idari işlemden kaynaklı yoksun kalınan gelir kaybına ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.11.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı idare vekili Avukat ... gelmiş, davacı vekili ... duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ardahan ili, Hanak ilçesi, ... Mahallesi 210 ada 78 parsel sayılı taşınmaz hakkında Hanak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/105 Esas, 2014/13 Karar sayılı dosyası ile acele kamulaştırma yapıldığını, kararın 07.01.2014 tarihinde verildiğini, karar üzerine davacı müvekkilinin taşınmazı ve işletmiş olduğu değirmeni terk ettiğini, acele el koyma kararı sonrasında davalı kurum tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için dava açılmadığını, 05.11.2015 tarihli ve 53933 sayılı yazı ile davalı kurumun taşınmazın kamulaştırmasından vazgeçtiğinin bildirildiğini, taşınmaz üzerinde davacı müvekkiline ait değirmen bulunduğunu, acele el koyma nedeni ile değirmenin çalıştırılamadığını, baraj nedeni ile işletme ruhsatı alamadığını, taşınmazı arıcılara kiraya vermek ve ot biçmek suretiyle taşınmazdan gelir elde ettiğini, kamulaştırmadan vazgeçen idarenin müvekkilinin tüm zararını karşılamasının gerektiğini, Hanak Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1 D.İş sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin işletmesinin yıllık karının 220.605,60 TL olduğunu beyanla, davacı müvekkilinin uğramış olduğu zararın el atma tarihinden itibaren işleyecek ve kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiz ile ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın acele kamulaştırmasının mahkeme kararına istinaden yapıldığını, 15.12.2015 tarihinde acele el koyma kararından vazgeçilerek el koyma kararının kaldırılması talepli dilekçenin mahkemeye sunulduğunu, mahkeme tarafından davacıya bu hususun tebliğinin kurumlarını ilgilendirmediğini, davaya konu taşınmazın kamulaştırılmasından EPDK'nin 27.08.2015 tarihli ve 5754-12 sayılı kararı ile proje değişikliği nedeni ile vazgeçildiğini, davacının taşınmazın kamulaştırmalarına yönelik müvekkil kuruma sayısız kez başvuru yaptığını, davacının dava dilekçesinde EPDK tarafından 05.11.2015 tarih 53933 sayılı cevabi yazı ile kamulaştırma kararından vazgeçildiğinin bildirildiği yönünde açık ikrarı olduğunu, acele kamulaştırma ve kamulaştırmadan vazgeçildiğine dair Hanak Asliye Hukuk Mahkemesinin karar tarihiyle davacının başvuru tarihleri arasında süreler dikkate alındığında davacının kötü niyetli olduğunu, davacının taşınmaz üzerinde bulunan değirmeni işletememesini müvekkil kurumu bağlayan bir konu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, 01.01.2014 tarihinde acele el koyma dosyası kapsamında el konulmasına karar verildiğini, kamulaştırmadan vazgeçilmesi üzerine müvekkilin değirmenini tekrar işletmeye açmak istemesine rağmen devlet kurumları baraj nedeniyle artık ruhsat veremeyeceklerini bildirdiklerini, belediyenin Köroğlu Baraj gölü sel ve taşkın riski ve imar planlarının sınırları gerekçe gösterilerek taşınmazın işletilmesi için davacının çalıştırma talebinin reddedildiği, değirmeni işlemeye açılamadığını, tazminatın el atma tarihinden ıslah tarihine kadar hesaplanması gerektiğini, tespit edilen bedelden davalı idarece daha önceden ödenen acele kamulaştırma bedelinin indirilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece davacının günlük zararının doğru hesaplandığını ancak zarara uğranılan gün sayısının yanlış hesaplandığını ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, mahkeme kararı ile taşınmazdan ekonomik olarak yararlanmadaki kısıtlama için belirlenen değer kaybının davacıya ödendiğini, bu haliyle ikinci kez tazminat adı altında değer düşüklüğü talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı yanın gerçek arzusunun kamulaştırmadan doğan zararın tazmini değil taşınmazın yeniden kamulaştırma kapsamına alınarak kamulaştırma bedelinin ödenmesi olduğunu, kamulaştırma kararından ve işlemlerinden vazgeçen davalı kurumun mahkemece adeta cezalandırıldığını, bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, geçmişe dönük verilen vergi beyanlarına bakıldığında davacının hiçbir geliri olmadığını, buna rağmen taşınmazın değerinden katlarca fazla gelir kaybının 667 gün gibi kısa bir sürede oluşmasının da davalı kurum tarafından kabulünün mümkün olmadığını, acele el koyma dosyası üzerinden davacı tarafa ödeme yapılmasına rağmen hesap yapılırken bu bedelin faizsiz olarak hesaptan düşülmesinin de hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz ile ilgili kamulaştırma kararını veren kurum Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu olduğu acele el koyma kararını veren kurumun ise Bakanlar Kurulu'nun olduğu, EPDK tarafından alınan kararın proje değişikliği nedeniyle kamulaştırılacak taşınmazlara ilişkin yeni listeden ibaret olduğu, dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçildiğine ilişkin alınan bir kararın bulunmadığı; usul ve yetkide paralellik ilkesi gereği acele el koyma kararının kaldırılması/iptali yönünde Bakanlar Kurulu'nun (güncel haliyle Cumhurbaşkanlığının) idari yargı yerlerinin bir kararı da bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin ek kararla acele el koyma kararını kaldırma kararının bu halde hukuki sonuç doğurmayacağının kabulü ile hukuken geçerliliğini devam ettiren acele el koyma kararı ve kamulaştırma kararı bulunduğuna, davacıya acele el koyma bedeli ödendiğine göre, ecrimisil ve kar kaybı bedeli talep edilemeyeceği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair esas hakkında yeniden karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;davalı tarafın istinaf dilekçesinde olmayan bir hususta karar verdiğini, aleyhe vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini, davacının taşınmazdan tasarruf edemediğini, kurum yazılarına göre taşınmazın baraj sahasında kaldığını, baraj rezervuarında bulunduğunu, dava konusu taşınmazın kısmen baraj imar planı sınırları dahilinde olduğunu, belediyenin aynı yere ilişkin yeniden işletme ruhsatı vermediğini, davacının zararının olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki idari işlemden kaynaklı yoksun kalınan gelir kaybının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)
114 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının b bendi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Ardahan ili, Hanak ilçesi, ... Mahallesi 210 ada 78 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/105 Esas, 2014/13 Karar sayılı dosyası ile 07.01.2014 tarihinde acele el koyma kararı verilmiştir. Davalı EPDK'nin Kamulaştırma Daire Başkanlığı 05.11.2015 tarih ve 53933 sayılı yazısıyla kamulaştırmadan vazgeçtiğini davacıya bildirmiş, Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/105 Esas, 2014/13 Karar sayılı dosyasında ek karar ile acele el koyma kararının kaldırılmasını talep etmiş, Mahkeme 28.12.2015 tarihli ek karar ile acele el koyma kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
3. Davacı taraf dava dilekçesinde, acele el koyma kararı ile el konulan taşınmazını ve değirmeni kullanamamasından kaynaklı olarak tazminat talebinde bulunmuştur.
4. Hanak Belediye Başkanlığının yazısında, taşınmazın bir kısmının baraj imar alanında kalması, diğer kısımlarının ise taşkın riskinden etkileneceği gerekçesiyle işyeri açma ruhsatı verilmesinin uygun görülmediği; DSİ yazısında, taşınmazın taşkın ve sel riski olan alanda bulunduğu, taşınmazın baraj rezervuarında bulunduğu bildirmiştir.
5. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 21 nci maddesine göre idare kamulaştırmanın her safhasında kamulaştırma kararı veren ve onaylayan yetkili mercinin kararı ile kamulaştırmadan tek taraflı olarak kısmen veya tamamen vazgeçebilir. Ancak eldeki davada dava konusu taşınmaz ile ilgili kamulaştırma kararını veren EPDK; acele el koyma kararını veren ise Bakanlar Kurulu olup, EPDK'nin acele kamulaştırma kararından vazgeçme yetkisi bulunmadığından acele kamulaştırma işlemi idari anlamda ayakta ve geçerlidir. EPDK tarafından alınan kararın proje değişikliği nedeniyle kamulaştırılacak taşınmazlara ilişkin yeni listeden ibaret olduğu; dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçildiğine ilişkin alınan bir kurul kararının dosyaya sunulmadığı; sadece proje değişikliğine ilişkin başkan imzalı taşınmaz listesinin yazı ekinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda usulüne uygun bir vazgeçme kararı olmadığı halde hatalı idari işleme dayalı kamulaştırmadan vazgeçme dilekçesi veren kurum vekili dilekçesi üzerine mahkemece usulsüz olarak acele kamulaştırma kararının kaldırılmasına sebebiyet verildiğinden; davacının mevcut zararının idarenin işleminden kaynaklandığı gözetilerek yargı yolunun idari yargı olduğu düşünülmeden işin esasına dair karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un ve 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.