Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2814 E. 2023/10408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, murislerine ait taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atma yoluyla kullanıldığını iddia ederek, bedelinin tahsilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçıların tapuda rızai ferağ verdikleri, bedelin bankaya yatırıldığı ve tezyidi bedel davası açılmadığı gözetilerek, kamulaştırma işleminin kesinleştiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/98 Esas, 2022/1451 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/497 Esas, 2019/881 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 05.01.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davacılar vekiline 24.12.2022 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süresi içinde 01.01.2023 tarihinde verilmiştir.

Bu durumda, temyiz dilekçesinin süreden reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin 05.01.2023 tarihli ek kararının hatalı olduğu anlaşılmakla, kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Bursa ili, ... ilçesi, Görükle Mahallesi (eski 84 parsel) 423 parselin müvekkillerine ait olduğunu, 1972 yılında kadastro çalışması sırasında tapulama kaydında 82.300,00 m² olarak kayıt altına alınmış ise de taşınmazın aslının yaklaşık 106.000,00 m² olduğunu, Karayolları 14. Bölge Müdürlüğünün Bursa - Karacabey Devlet Yolunun yapımında bu taşınmazdan 04.06.1968 tarihinde 10.172,00 m²lik yer ayırdığını, ancak yapılan kamulaştırma işlemleri usulüne uygun yapılmadığından 10.172,00 m²lik yerin yolsuz tescil edildiğini, davalı idareye yapılan başvuruda kamulaştırma bedelinin bankaya yatırıldığına dair dekontun olmadığını, 10.172 m²lik kısımla ve 13.528 m²lik kısımla ilgili davalı idare tarafından herhangi bir kamulaştırma kararı alınmadan ve dava açılmadan el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın maliklerine tebliğ edilmek üzere Görükle'de 13.10.1967 tarihinde ilan yapıldığını ve ilan neticesinde davacılar murisi ile uzlaşma sağlandığını, bu nedenle de terkin işleminin yapıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatı bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; 13.10.1967 tarihli kamu yararı kararı uyarınca dava

konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiğini, bedel bankaya bloke edilerek bu hususta ilan yapıldığını ve tezyidi bedel davası açılmadığından kamulaştırma işleminin kesinleştiği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabule göre de bedelin, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 Sayılı Kanun) Ek 3 üncü maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atma olgusu kabul edilerek dava kabul edilmiş ise de dosyada bulunan delil ve belgelerden kök muris ... adına kayıtlı 06.02.1967 tarih cilt:182, Sayfa:52, 14 sıra nolu (bilahare 423 parsel sayısını alan) taşınmazın, bu murisin tüm yasal mirasçılarınca tapu dairesinde rızai ferağ vermek suretiyle davalı idare adına tescil edildiği, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/445 Esas sayılı veraset ilamına göre kök muris ...'nın 07.12.1963 günü vefat ettiği ve geriye eşi ... ile birlikte çocukları Esman, Cevriye, Hasan, Muhsine, Hatice, Ali ve Mehmet Kızılkaya'yı mirasçı olarak bıraktığı, mirasçı ...'nın reşit olan çocukları ile birlikte Bursa Tapu Dairesinde rızai ferağ verdikleri, reşit olmayan çocukları adına velisi olarak, oğlu olan diğer mirasçı Hasan Kızılkaya'nın ise (Bursa 2.Noterliğinin 07.05.1968 tarihli 11967 yevmiye tarihli vekâletine istinaden) vekili olarak mührünü basmak suretiyle imza attığı, her ne kadar muris ...'nın 07.12.1963 tarihinde ölmüş olması sebebiyle kamulaştırma işlemlerine ait evrakın tebliğ edilemediği açık ise de bu murisin tüm mirasçılarının tapu dairesinde kendi özgür iradeleriyle taşınmazın istimlak edilmesi sebebiyle ferağ vermeyi kabul etme iradelerini göstermesinin kamulaştırma işlemlerinin kesinleştiğini gösterdiğini, muris Yusuf'un kamulaştırılan taşınmazının yüzölçümü, ferağ ve tescil belgesinde 10.172,00 m² olarak tespit edilmekle fen bilirkişi raporunda da hali hazırda yol olarak kullanılan yerin yüzölçümünün 10.172,00 m² olarak hesaplandığı, dolayısıyla söz konusu bu ferağ iradesinin halihazırda yol olarak kullanılan yere tekabül ettiği, ferağ verilen iş bu kısım için belirlenen 7.091,90 TL bedelin saymanlık yazısı ve bankaya verilen belgeye göre mirasçılara ödenmek üzere Ziraat Bankası Bursa Şubesine yatırıldığı anlaşıldığından rızai ferağ işleminin yapılması ve kamulaştırma bedelin mirasçılar adına bankaya yatırılması ve mirasçıların 30 günlük hak düşürücü süre içinde tezyidi bedel davası da açmamaları sebebiyle kamulaştırma işlemi kesinleştiğinden davanın reddi karar verilmesi gerekirken, kabulüne kararı verilmesi doğru görülmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararı dava ile ilgisi olmayan vekile tebliğ edildiğinden temyiz talebinin reddine dair ek kararın hatalı olduğunu, kamulaştırma bedelinin ödenmediğini, usulüne uygun bir kamulaştırma yapılmadığını, rızai ferağ olsa bile ödemeye dair bir delil sunulmadığını, bedel bankaya bloke edilmiş ise de ödemenin ispatlanmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti" kenar başlıklı geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2 Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 05.01.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.