"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1751 Esas, 2022/2556 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/144 Esas, 2022/109 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... (...) ilçesi, ... Mahallesi 49 ada 2 ve 60 ada 4 parsel sayılı taşınmazların, Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/312 Esas, 2006/160 Karar sayılı kararı ile yüzölçümlerinin düşürülmesi nedeniyle uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; 2 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, yapılan işlemlerde bir hukuka aykırılık bulunmadığını, tapu müdürlüğünün ilama uygun olarak işlem yaptığını ve devletin sorumluluğunu gerektirecek tapu sicilinin tutulmasına ilişkin bir fiilin varlığı, fiilin hukuka aykırı olması, hukuka aykırı fiil sonucu zararın doğması ve zarar ile hukuka aykırı fiil arasında illiyet bağı bulunmasına ilişkin dört koşulun bir arada bulunmadığını bildirmiş, davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararda bilirkişinin dava konusu taşınmazlara ilişkin belirlemiş olduğu bedellerin çok düşük olduğunu, taşınmazların Çekmeköy gibi İstanbul'un çok yoğun nüfusuna sahip bir ilçesinde yer aldığını, tarımsal arazi olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, Belediye emlak rayicinin bilirkişinin belirlediği bedelin üzerinde olduğunu, taşınmazın tarımsal arazi olarak kabul edilip taşınmazın değerini etkileyen objektif unsurlar bölümünde taşınmazın meskun mahale yakınlığı, sağlık, eğitim, iletişim, belediye hizmetlerinden yararlanma olanağı bulunmasının sayılmasının büyük çelişki olduğunu, bilirkişi raporunda arazinin Tem otoyoluna, ... köprüsü bağlantılarına çok yakın olması ve yoğun talep gören yerlerden olmasının değerini artıran unsurlardan sayıldığını, oysa bu unsurlar nedeniyle dava konusu taşınmazların tarım arazisi değil arsa vasfında olduğunun kabulü gerektiğini, taşınmazın tarımsal arazi olarak kabulü halinde dahi İlçe Tarım Müdürlüğünden değerlendirme tarihi itibarıyla çevrede ekilmesi mutat ürünler münavebesini gösterir veriler getirtilerek taşınmazın tarım arazisi niteliğine göre değer belirlenmesi gerektiğini, değerlendirme tarihinde taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların tespitinin gerektiğini, faiz başlangıcının da hatalı olduğunu, karşı tarafa tahmil edilen yargılama gideri oranı ve takdir edilen vekâlet ücretleri açısından da kararın usul ve Kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada zamanaşımının gerçekleşmiş olması sebebiyle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verildiğini, müvekkil idare işlemlerinde hukuka aykırılık olmadığını ve 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinde öngörülen şartların oluşmadığını, davacının dava konusu ettiği işlemlerin tapu sicilinin tutulmasına dair hukuka aykırı bir fiil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik, teknik ve objektif değerlendirmelerden uzak olduğunu, dava konusu taşınmaz değerine yönelik hatalı düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz için belirlenen birim bedel hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, böyle bir bedelin davacıların sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet vereceğini, bu sebeple de kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma kararından sonra dosya kendisine iade edilen İlk Derece Mahkemesince ilgili kurumlardan gerekli araştırma yapılarak yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile kaldırma nedenlerinin karşılanmış olmasına, tapu iptal kararının kesinleşme tarihi 2008 yılı itibarıyla vasfı arazi olarak belirlenen taşınmazın değerinin resmi veriler ışığında net gelir yöntemiyle belirlenmesine, davacı vekili tarafından dava ve ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş olmasına göre verilen karar usul ve kanunu uygun olup delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 inci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.4721 sayılı Kanun'un 1007 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 30.06.1957 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları neticesinde 8.518 m² yüzölçümü ile tapuya tescil edilen dava konusu 49 ada 2 parsel ve 11.628,00 m² yüzölçümlü 60 ada 4 parsel sayılı taşınmazların ilk olarak ... oğlu Fettah adına oluştuğu, davacının 49 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 600/1200 hissesini 01.12.2006 tarihinde, 60 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 1200/4800 hissesini de aynı tarihte satın aldığı tespit edilmiş olup, sonrasında Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/312 Esas, 2006/160 Karar sayılı dosyasında kadastro çalışmaları sırasında yapılan tersimat hatası nedeniyle dava konusu taşınmazların yüzölçümlerinin fazla yazıldığından bahisle dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde, 49 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 4.829,22 m², 60 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise 5.415,66 m² olarak tapuya tesciline karar verildiği, bu kararın 17.10.2008 tarihinde kesinleştiği, davacının 23.03.2015 tarihinde dava zamanaşımı süresi içerisinde eksilen 2.475,27 m² yerin bedelinin tahsili için iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez." hükmü gözetilmeden, davalı Hazine lehine reddedilen kısım üzerinden fazla vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; 5 numaralı bendinden “38.340,71” sayısının çıkartılmasına, yerine “21.523,19” sayısı yazılmak suretiyle hükmün 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.