"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/167 Esas, 2022/295 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi eski 299 parsel sayılı taşınmazın hissedarları arasında olduğunu taşınmazda bulunan hissesinin yapılan şuyulandırma işlemi sonrası bedele dönüştürülen kısmına takdir edilen bedelin artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili 10.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 115.138,89 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, davanın hak düşürücü süreden reddi gerektiğini, takdir edilen bedelin uygun olup artırılmasına ilişkin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.02.2015 tarihli ve 2012/722 Esas, 2015/49 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, toplam 41.485,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen ya da davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının artırılması davalarında, 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 tarihli ve 29824 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 12 nci maddesi ile; "24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu'nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir" hükmü getirildiğinden açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın sair hususlar incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile aleyhe hüküm kurma yasağı nedeni ile bozmadan önce mahkemece hüküm altına alınan tutara hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma öncesi ilk kararın, dava ve karar tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre yerinde olması nedeniyle temyiz edilmediğini, kanun değişikliği nedeniyle bozulması nedeniyle kazanılmış hak teşkil etmeyeceğini, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğini, yargılama giderlerinin tamamının idareye yüklenmesi gerektiğini ve lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, davanın hak düşürücü süreden reddi gerektiğini, emsal incelemesinin uygun olmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, ödenen bedellerin dava tarihine güncellenerek mahsubu gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile eklenen Geçici 12 nci maddesi.
3. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde ve davacılar vekilinin 10.11.2014 tarihli ıslah dilekçesinin esas alınması yönündeki talebi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin aşağıdaki hususlar dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
4. Hükmedilen bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz işletilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının; (1) numaralı bendindeki “06.07.2004 tarihinden”, “06.02.2003 tarihinden” ve “31.01.2003 tarihinden” ibarelerinin hükümden çıkartılmasına ve aynı bentte yer alan “itibaren” kelimesinden önce gelmek üzere “dava tarihi olan 19.10.2012 tarihinden” ibaresinin eklenmesi suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.