Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3002 E. 2023/9107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare ile davacı arasında imzalanan kadastro arsa sözleşmesi gereği davacıya teslim edilmesi gereken dairenin teslim edilmemesi nedeniyle, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve davacının taşınmazına fiilen el atılmış olması nedeniyle, taşınmazın bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/316 Esas, 2022/2231 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/491 Esas, 2021/615 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, Çankaya ilçesi, ... Mahallesi 331 parsel sayılı taşınmazda davacının 500 m² hissesinin, 05.06.2006 tarihli kadastro arsa sözleşmesi ile Ankara Büyükşehir Belediyesine devredilmiş olduğunu ancak sözleşme gereği verilmesi gereken 150 m²lik daire bugüne kadar teslim edilmediğini, bu nedenle taşınmazın bedelinin tespiti ile kamulaştırmasız el atma hükümleri gereğince belirlenecek tazminatın hisse devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan sözleşmenin kamu yararı nedeniyle yapıldığını, bu tür sözleşmelerin idarenin tek taraflı olarak ayrıcalıklı üstün hak ve yetkilerini içerdiğini, bu davanın İdari Yargıda görülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne tespit edilen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yeni imar planlarının kesinleştiğini, kamulaştırma kararının halen yürürlükte olduğunu, taşınmazlara fiilen el atılmadığını, sözleşmenin iptal edilmediğini, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, bedelin yüksek olduğunu, ıslah dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini ve zaman aşımının dikkate alınmadığını, sözleşmede teslim tarihinin yer almadığını, açılan davanın bu nedenle reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ve davalı ... arasında 11.06.2006 tarihinde imar kadastro arsa sözleşmesi imzalandığı, buna göre davacıya 331 parselde bulunan 500 m²lik hissesinin devri karşılığında brüt 150 m²lik konutlardan bir adedinin anahtar teslimi olarak verileceğinin kararlaştırıldığı, davacının dava konusu 331 sayılı kadastro parselindeki payını 11.05.2006 tarihli ve 10163 yevmiye nolu resmi senet ile davalıya devrettiği, bilahare bu projenin kapsamına göre oluşturulan parselasyon planının ve dayanaklarının Ankara 13. İdare Mahkemesinin 2008/363 Esas, 2009/594 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiği, sözleşmenin dayanağı olan belediye encümen kararı, buna bağlı olarak parselasyon planının iptali üzerine, belediye tarafından yeniden proje düzenlenerek faaliyetlere başlanmış olmasına rağmen dava tarihine kadar herhangi bir teslimat yapılmadığı, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu muhtelif imar ada ve parsellerine şuyulandırıldığı, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu parseli içine alan ... Vadisi 4 ve 5. etaplar ile Doğu Yakası Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı içinde kanal çalışmasının yapıldığı, 4 ve 5 etap içinde bulunan evlerin yer yer yıkıldığı, bazı evlerin terk edildiği, bazı yolların kullanılmaz durumda olduğu, şantiyelerin kurulduğu bölgenin harap ve terk edilmiş durumda olduğu, dava konusu taşınmazlardan yararlanma ve kullanma olanağının ortadan kalktığı ve projenin bir bütün olduğu, davacılara ait davalı idareye devredilen taşınmazın da ... Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm alanı içinde kaldığı anlaşılmış olup kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğininin kabulü doğru olduğu gibi arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmaz ile aynı konumda bulunan ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleşen bedellerde değerlendirilmek suretiyle dava tarihindeki değerinin bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ile tespit edilerek belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline dair kararda, davalı idarenin bedele yönelik istinaf itirazının bulunmadığı da dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebebpleri tekrar etmiş,ayrıca maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı idarece Kadastro Arsa Sözleşmesinde belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden dolayı kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun)11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırılması yapılarak değer biçilmesinde, davalı idarece fiilen el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmaza 1983 tarihinden sonra fiilen el atıldığı anlaşıldığından nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve Kanun'a uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan temyiz harcının davalı idareden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.