"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/245 Esas, 2021/290 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ... ilçesi, ... köyü, eski 181 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kamulaştırma işlemi iptal edilmesine rağmen davalının taşınmazı kullanmayı sürdürdüğünü, müvekkilinin mülkiyet haklarını sınırlayan veya kullanılamaz hale getiren davalının yapmış olduğu müdahalenin meni ile davalı tarafından yapılmış her türlü yapının müvekkilinin payları üzerinden sökülerek kaldırılmasına karar verilmesini ve 5 yıl geriye dönük olarak şimdilik 5.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde dava konusu taşınmazın ihyası (eski kadastral ve tapu kayıt durumuna döndürülmesi) ile kal'ine ve davalının taşınmaz üzerindeki müdahalesinin men'ine (taşınmazın eski fiili durumuna döndürülmesi); bunun mümkün olmaması durumunda taşınmazın değeri olarak gösterilen 23.200,00 TL'in nin olay tarihinden itibaren işleyecek amme alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile
davalıdan tahsili ile ve 13.245,00 TL ecrimisilin, amme alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargıda açılan davanın henüz derdest olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve ecrimisil talep edilemeyeceğini ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 02.07.2015 tarihli ve 2010/473 Esas, 2015/489 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 3.367,83 TL kamulaştırmasız el atma bedeli ve 335,44 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu ... köyü 925, 926, 928, 929 parsel sayılı taşınmazlarda davacının tapu kaydındaki hissesinin iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu sisteminde yapılan gözleme göre dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduğu anlaşıldığından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak ve emsal incelemesi yapılmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken arazi olarak değerlendirilmesi ve ecrimisil belirlenmesi yöntem itibarıyla doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, el atma tazminatı ve ecrimisilin davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine ve ... köyü 925, 926, 928 ve 929 parsel sayılı taşınmazların 22.10.2020 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen toplam 72,98 m²lik davacı adına tapuda hisseli olarak kayıtlı alanların davacı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemi öncesi davacının hissesinin bulunduğu taşınmaz ... Köyü 61.840,00 m² alanlı 181 parsel sayılı taşınmaz olup davacının 290/61840 payı olduğunu, tek bir yerde olan taşınmazın ortadan kaldırılmış olan kamulaştırma işlemi ile başka bir alana taşındığını ve birçok parsele bölünerek tüm ekonomik bütünlüğünü kaybettiğini, hukuken 79 m² olarak tanımlanabilecek bir alan olmayıp 61.840,00 m² içerisinde toplam ve tek alanda 290/61840 hisse söz konusu olduğundan kamulaştırma öncesi bu alanın nerede olduğu belirlenip taşınmazın değerinin kamulaştırma öncesi taşınmaz konumu ile bugünkü haline göre belirlenmesi, mümkün olmaması halinde ise müvekkilin tüm hisse miktarının bedeline hükmedilmesi gerektiğini, kamulaştırma işlemi öncesi müvekkilin tek bir alanda bütün olarak hissesi varken hukuken ortadan kaldırılan kamulaştırma neticesi oluşan parsellere hisselerinin dağıtılması ve sadece o hisselere tekabül eden el atma yönünden değerlendirme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde müdahalenin men'i, kal ve ecrimisil talepleri dışında 17.02.2014 tarihli ıslah dilekçesinde belirtildiği üzere yolsuz tescile bağlı ihya talepleri de olduğu halde gerekçeli kararda bu taleplerinden bahsedilmediğini, dosyadaki güncel kayıtlara göre tapusu iptal edilen taşınmazlarda davacının payı kalmadığını, ecrimisil hesabının hatalı olduğunu, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedel yüksek olduğundan kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılarak taşınmaz bedelinin ve ecrimisil bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Tarsus-Mersin Otoyolu (Çukurova Otoyolu) kamulaştırma koridorunda kalan dava konusu ... köyü 181 parsel sayılı taşınmazın tamamı 61.840,00 m² olup davacının 290/61840 payı olduğu ve taşınmazın 2.009,00 m²lik kısmının 03.10.1991 tarihli ve 1991/281 sayılı kamu yararı ile 13.174,00 m²lik kısmının ise 19.11.1993 tarihli ve 1993/163 sayılı kamu yararı kararına göre kamulaştırılmasına karar verildiği ve Mersin 2. İdare Mahkemesinin 2007/1618 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırma kararlarının iptaline karar verilerek Danıştay 6.Dairesinin 05.04.2010 tarihli ve 2010/3297 karar nolu ilamı ile onanarak karar kesinleştiği, 181 parsel sayılı 61.840,00 m² yüzölçümlü taşınmazdan 09.12.1991 tarihinde 40,00 m² tenzil edilerek yüzölçümünün 61.800,00 m² olarak düzeltildiği, 1996 yılında ifrazen 925, 926 ve 927 parsellere ayrıldığı, 925 parsel sayılı taşınmazın 1.976,00 m²lik yol vasfıyla, 926 parselin 33 m²lik yol vasfı ile ve 927 parselin 59.791,00 m²lik tarla vasfı ile tescil edildiği, 927 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile ise 928 parselin 13.174,00 m²lik yol vasfıyla, 929 parselin 380,00 m²lik yol vasfıyla ve 930 parselden DSİ tarafından yapılan kamulaştırma nedeniyle ifrazen oluşan 962, 963, 964, 965 parsel numarası ile tapuya tescil edildikleri, 03.01.2023 tarihli fen bilirkişisi ek raporunda da belirtildiği üzere 10.11.2021 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunun’nun 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu 925, 926, 928, 929 parsel sayılı taşınmazların sırasıyla 9434 ada 3 parsel (1.981,10 m² yol), 5 parsel (46,31 m² yol), 4 parsel (13.217,95 m² yol) ve 6 parsel (321,47 m² yol) olarak tescil edildikleri, davacının 290/61840 hisse ile malik olduğu anlaşılmakla; infazda tereddüt uyandıracak şekilde 22.10.2020 tarihli fen bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve dava konusu 9434 ada 3 parsel, 4 parsel, 5 parsel ve 6 parsel sayılı taşınmazlardaki davacı payının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı payına isabet eden alan üzerinden tapu kaydının iptaline karar verilmesi yerinde değildir.
5. Ecrimisil bedeline her dönem sonundan itibaren ayrı ayrı yasal faize hükmedilmesi gerekirken, hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a) (1) ve (2) numaralı bentlerindeki “Fen bilirkişisi ...’nin 22.10.2020 tarihli rapor ve krokisinde gösterilen toplam 72,98 m²lik davacı adına tapuda hisseli olarak kayıtlı alanların” ibareleri hükümden ayrı ayrı çıkartılarak yerlerine ayrı ayrı “3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu oluşan 9434 ada 3 parsel, 9434 ada 4 parsel, 9434 ada 5 parsel ve 9434 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarda davacının payına düşen” ibaresinin yazılması,
b) (3) numaralı bendindeki “Fen bilirkişisi ...’nin 22.10.2020 tarihli rapor ve krokisinde gösterilen toplam 72,98 m²lik davacı adına tapuda hisseli olarak kayıtlı alanların/hisselerin davacı adına olan" ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “3402 sayılı Kadastro Kanunun’nun 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu oluşan 9434 ada 3 parsel, 9434 ada 4 parsel, 9434 ada 5 parsel ve 9434 ada 6 parsel sayılı taşınmazların fen bilirkişisinin 03.01.2023 tarihli ek rapor ve krokisi uyarınca davacının payı oranında ” ibaresinin yazılması,
c) (2) numaralı bendindeki “dava tarihi olan 26.07.2010 tarihinden,” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “her dönem için dönem sonlarından” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.