"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/259 Esas, 2022/2238 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/65 Esas, 2021/381 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.11.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalı Hazine vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, Etimesgut ilçesi, ... Mahallesi 312 parsel sayılı taşınmazın kök murisi ...'dan çocuklarına intikal ettiğini, halen fiilen askeri alan olarak kullanıldığını, davacıların, ... ve ...’un mirasçıları olduğunu, taşınmazın 1981 yılında kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelleri ödenmeden, taşınmazın bir kısım maliklerinden ferağlar alınmışsa da ödenek yetersizliği nedeniyle kamulaştırmadan vazgeçildiğini, emsal Ankara Batı Adliyesi 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/539 Esas sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verildiğini, kamulaştırma bedeli ödenmeden taşınmaza el atıldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması suretiyle faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... adına olan tahsisi 2013 yılında kaldırılarak Cumhurbaşkanlığı Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığına devredildiğini, müvekkil idare yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz İmar ve İskan Başkanlığı Planlama ve İmar Genel Müdürlüğü'nün 19.01.1981 tarihli onaylı imar planına dayanılarak kamulaştırıldığını, taşınmazın kıymet takdirinin yapılacağının 19.08.1982 tarihinde ilanen duyurulduğunu, taşınmaz maliklerinin görebileceği şekilde 20.08.1982 tarihinde askıya asıldığını, 30.08.1982 tarihinde askıdan indirildiğini, Kamulaştırma bedeli olarak hesaplanan 188.730.959,000 TL'nin 05.06.1984 tarihinde ... Bankası ... Şubesine yatırıldığını, muris ...'a Ankara 4. Noterliği 07.06.1984 tarihli ve 17627 yevmiye numarasıyla gönderilen tebligatın 21.06.1984 tarihinde bizzat kendisine teslim edildiğini, muris ...'a Ankara 4. Noterliği 07.06.1984 tarihli ve 17622 yevmiye numarasıyla gönderilen tebligatın 18.06.1984 tarihinde muhataba adreste ulaşılmadığından köy azası ... imzasına verilip muhatabın kapısına yapıştırılarak bekçiye haber verilmek suretiyle tebliğ edildiğini, dava konusu taşınmazın rızaen kamulaştırılması için eski maliklerinin dilekçe verdiğini, bedelini alarak tapuda paylarını Hazineye devrettiklerini, idarece 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda (2942 sayılı Kanun) belirtilen usuller çerçevesinde kamulaştırma işlemi yapıldığını, davacıların beyanlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın İmar ve İskan Başkanlığı Planlama ve İmar Genel Müdürlüğünün 19.01.1981 tarihli onaylı imar planına dayanılarak kamulaştırıldığını, rızaen kamulaştırılması için eski maliklerinin dilekçe verdiğini, bedelini alarak tapuda paylarını Hazineye devrettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; herhangi bir kamulaştırma bedelinin ödenmediğini murisleri tarafından her ne kadar tapuda ferağ verilmiş ise de adlarına yatırılmış herhangi bir kamulaştırma bedelinin olmadığını, taşınmaza fiilen el konulduğunu, davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazın 18.09.1956 tarihinde ... Oğlu ... adına hükmen tescilli iken ölümü ile 11.08.1966 tarihinde intikalen mirasçıları adına tescilini müteakip aynı tarihte taksim ile 1/4’er pay olarak Süleyman çocukları ..., ..., ... ve ... adına tescil edildiği, taşınmazın iş bu maliklerin uhdesinde iken davalılardan Milli Savunma Bakanlığının 19.01.1981 tarihli ve 496 sayılı kararı ile askeri amaçla kullanılmak üzere davaya konu 312 parselin de bulunduğu taşınmazların kamulaştırılmasına karar verildiği, davacılara ait hisselerin bulunduğu taşınmaz hakkında 1982 yılında kamulaştırma işlemlerine başlanıldığı ancak yeterli ödenek bulunmaması nedeniyle yeterli ödenek tahsis edilinceye kadar idarece 16.12.1982 tarihinde 312 sayılı parselin kamulaştırmasından vazgeçildiği, sonrasında kamulaştırma ödeneğinin temin edilmesini müteakip dava konusu parselin kamulaştırma işlemlerine yeniden başlandığı, 20.04.1984 tarihinde taşınmaz hakkında kıymet takdir raporu hazırlandığı, davaya konu 312 parselle birlikte ödenek yetersizliği nedeniyle kamulaştırması yapılamayan bölgedeki diğer parsellerin kamulaştırma bedelleri de dahil olmak üzere tapu maliklerine ödenmek üzere 5 Haziran 1984 tarihinde ... Bankası ... Şubesine toplam 188.730,95 TL kamulaştırma bedelinin yatırıldığı, devam eden kamulaştırma nedeniyle davacılar murisi Süleyman oğlu ... adına Ankara 4. Noterliğinin 07.06.1984 tarihli ve 17627 yevmiye numarasıyla gönderilen tebligatın 21.06.1984 tarihinde bizzat kendine tebliğ edildiği, muris ... adına Ankara 4. Noterliğinin 07 Haziran 1984 tarihli ve 17622 yevmiye nosu ile gönderilen tebligatın 18 Haziran 1984 tarihinde muhataba rastlanılmadığından köy azası ... imzasına verilip 2 nolu formun muhatabının kapısına yapıştırılarak bekçiye haber verildiği tapu müdürlüğünden celp edilen tescile esas dayanak belgeler ve resmi senetten muris ... tarafından “1/4 payını 4.843.750 TL bedel mukabilinde askeri maksatlarla kullanılmak üzere sattığını” 25.06.1984 tarihli satış senedi ile beyan etmesi üzerine 25 Haziran 1984 tarihli ve 1478 yevmiye nolu işlemle, muris ... tarafından “1/4 payını 4.843.750 TL bedel mukabilinde askeri maksatlarla kullanılmak üzere sattığını” 25.06.1984 tarihli satış senedi ile beyan etmesi üzerine 25 Haziran 1984 tarihli ve 1483 yevmiye nolu işlemle davacılar murisi payının Hazine adına tescil edildiği, devam eden kamulaştırma işlemleri sırasında 25 Haziran 1984 tarihli ve 1476 yevmiye numarası ile Maliye Hazine adına ferağlar nedeniyle başka malik hisselerinin de Hazine adına tescilinin sağlandığı, kamulaştırma işleminin kesinleşmesinden ve 09.10.1986 tarihinde fiilen el atılarak kamulaştırma amacına uygun kullanılmaya başlandıktan sonra taşınmaz maliklerinden bir kısmının davalılardan ... aleyhine Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/683 Esas sayılı dosyası üzerinden 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi uyarınca tapu kaydının iptali ile hisseleri oranında adlarına tescili talebiyle dava açtıkları, yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 2011/178 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi koşullarını taşımadığı, taşınmazın kamulaştırma amacına uygun biçimde etrafları tel örgüyle çevrilerek askeri alan içerisine alınmak suretiyle kullanılmakta olduğu hususları belirtilerek tapu iptali ve tescile yönelik davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, daha sonrasında davaya konu taşınmazın imar uygulamaları ile davalı taraf adına kayıtlı başka parsellere gittiği, kamulaştırma yoluyla Hazineye geçen taşınmazın imar planında askeri alan kullanımında iken ... tarafından T.C. Cumhurbaşkanlığı MİT Müsteşarlığına devredildiği ve hâlen MİT Müsteşarlığı yerleşkesinde bulunduğunun dosya içeriğinden anlaşıldığı ve 2942 sayılı Kanun'un; "tebliğ işlemleri, dava hakkı" başlığını taşıyan 13 üncü maddesi hükmü uyarınca kamulaştırma evrakı taşınmaz mal sahibine tebliğ edilmek üzere notere verilir ve noter 15 gün içinde belgeleri tebliğe çıkarır. Anılan Kanun'un 14 üncü madde hükmüne göre de; "taşınmaz malın sahibi, noter aracılığıyla yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılmayanlara tebligat yerine geçmek üzere gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma bedelinin arttırılması davası açabilir.'' hükmü gereği; davacılar murisince, usulüne uygun yapılan tebligatı müteakip (tebligat usulsüz yapılmış olsa dahi tapuda yapılan işlemle geçerli hale gelmiş olduğu hususu da gözetildiğinde) ferağ yapılan ilgili satış senedinde, bu hissenin tamamının askeri maksatlarda kullanılmak üzere rızai istimlak suretiyle ve resmi senette yazılı olduğu şekilde, belirtilen bedele Maliye Hazinesine istimlak yoluyla satıldığının beyan edildiği, o dönem kendilerine tebligat yapılan ve tapuda ferağ veren davacılar murisi ve diğer kendilerine tebligat yapılan maliklerin bu şekilde kamulaştırma işlemini öğrendikleri, bir kısmının bedel artırım davası açtığı ve açılan davaların Yargıtay incelemesinden geçtiği, (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 02.10.1986 tarihli ve 1986/11126 Esas, 12301 Karar sayılı onama ilamı) diğer malikler tarafından davacılar murisi de dahil kamulaştırmayı öğrendikleri tarihten itibaren 2942 sayılı Kanun'un 14'ncü maddesinde belirtilen otuz günlük hak düşürücü süre içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal, maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılmadığı, dolayısıyla kamulaştırma işleminin kesinleştiği, tamamlanan ve kesinleşen kamulaştırma işlemine karşı, kamulaştırmasız el koyma sebebiyle bedel davası açılamayacağı, açıklanan nedenlerle davacı tarafın bedel artırım isteği yönünden de hak düşürücü sürenin geçtiği ve davacı tarafın kamulaştırmasız el atmaya dayalı olarak tazminat istemine hakkı kalmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesine dair kararda usul ve esas yönünden bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunda ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aleyhine temyiz olunan davalı Hazine yararına 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Davacılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.