Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3119 E. 2023/8801 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat malikleri arasında, ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatlar yapılarak ortak alana müdahale edildiği iddiasıyla açılan müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kat malikinin, mimari projeye ve Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesine aykırı olarak ortak alanda yaptığı değişiklikler ve tadilatlar için gerekli izinleri almadığı ve bu değişikliklerin diğer kat maliklerinin haklarını ihlal ettiği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/349 Esas, 2022/1108 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Urla Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilin Urla Güvendik Mahallesi, 1431 parsel içinde bulunan müstakil, birbirine bitişik 2 daireli binanın kat malikleri olduklarını, kat mülkiyeti/ kat irtifakı kurulu bir binada, yapılacak her türlü tadilat ve ilavenin maliklerin birlikte verecekleri karar ile yapılabileceği hâlde muhatapın tadilat ve ilaveleri müvekkilin rızası ve muvafakati olmadan yaptığını, davalının, proje ve imara aykırı olarak, kendisine ait binanın ön ve yan cephesine yaklaşık 60 m² yüzölçümünde pergole (sundurma) yaptığını, ayrıca ön bahçedeki korkulukları keserek ahşaptan 15 m² paravan yaptığını, bu imalatlar nedeniyle müvekkilinin görüş açısının kapandığını, davalının ortak bahçeye müvekkilinin iznini alınmaksızın çim döşediğini, bunun sonucunda da bahçede bulunan atık su borularının tamamen kapandığını, bu nedenle ihtiyaç halinde basınçlı su aracının bu kapakları bulmasının mümkün olmadığını, ortak bahçenin etrafını saran korkulukların profil malzeme ile 2,5 metre kadar yükseltildiğini ve plastik çim malzeme ile kaplandığını, evlerin gerek görüş açısının gerekse dış dünya ile irtibatının tamamen kesildiğini, ayrıca suni ve çirkin bir görünüm ortaya çıktığını, davalının çanak antenini, müvekkile ait evin çatısına monte ettiğini, bu durumun müvekkilinin çatıya çıkmasına ve tamirat yapmasına engel oluşturduğunu, çanak antenin kendi tarafına alması gerektiğini, yine öncesinde kurulu bulunan güneş enerji platformunun müvekkilin çatısına eğimli olarak kurulduğunu, bununda kaldırılması gerektiğini, bahçenin ortak alan olmasına rağmen davalının müvekkili bahçeyi kullanmaktan men ettiğini, kullanımına engel olduğunu, yaz aylarında yaptıkları mangalın duman ve kokusu nedeniyle müvekkilin kendi bahçesinde oturamadığını, bahsi geçen konuların imara, komşuluk hukukuna aykırı olduğunu, 05.03.2018 tarihli ve 2881 yevmiye nolu ihtarnameyi keşide ettiklerini; ancak davalının süresi içinde aykırılıkların giderilmesi hususunda hiçbir şeyin yapılmadığını, bu nedenle komşuluk hukukuna, imar mevzuatına ve kat mulkiyeti kanununa aykırı hususların giderilmesine ve davalıya ait binanın imar ruhsatına uygun hale getirilmesine imara aykırı imalatların yıkılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafından müvekkil davalı aleyhine ikame olunan iş bu dava dilekçesinde bahsi geçen her türlü tadilat ve ilavenin, maliklerin verecekleri karar ile yapılabileceği halde, müvekkil davalının davacının rıza ve muvafakati olmadan yaptığını beyan ve iddia ettiği, neticeten de imara, komşuluk hukukuna ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na (634 sayılı Kanun) aykırı belirtilen hususuların giderilmesine ve müvekkil davalıya ait binanın imar ruhsatına (1986 yılında alınmış o kullanım ruhsatına) uygun hale getirilmesine, imara aykırı imalatların yıkılmasına karar verilmesi talep dava edilmiş ise de yargılama aşamasında tekmil dosya kapsamı ve delilleri meyanında, uzman bilirkişi heyeti marifetiyle icra olunacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde tamamen tartışmasız bir biçimde açıklığa kavuşup sabit olacağı üzere haksız, yersiz ve yasal mesnetten tamamen yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ana taşınmazda sırt sırta konumdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin davacıya ait iken müvekkilinin 1986 senesinde 2 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, o tarihten itibaren davacıdan ne şekilde satın alındıysa o şekilde kullanılmaya devam ettiğini, en başından beri duvarla ayrılarak kendi bağımsız bölümüne özgülenen bahçesini kullandığını, aşırı güneş ve ... sularının girmesini önlemek için kendi bağımsız bölümüne özgülenen ve sadece kendisinin kullandığı kısımda evinin önüne ve yanına sundurma yaptırdığını, yine ailesi ile birlikte oturabilmek için ahşap panel yaptırdığını, imalatların yapıldığı yerin ortak alan sayılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu imalatları yapabilmesi için davacının rıza ve onayını almaya gerek bulunmadığını, yapılan imalatların davacının evinin görüş açısını kapattığı ve havasını kestiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin kendisinin ve ailesinin, can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için fiilen kendi kullanımına özgülenmiş bulunan bahçesinin duvar korkuluklarını çim malzeme ile kapattığını, taşınmaz cadde üzerinde olup, karşısında da 2 adet restaurant bulunduğundan özel hayatının mahremiyeti gereği bahçesinin dışarıdan görülmesini istememesinin en doğal hakkı olduğunu, bağımsız bölümlerin bahçelerinin müvekkilinin taşınmazı satın aldığı tarihten beri duvarla ayrıldığını, fiili kullanımın o tarihten beri bu şekilde olduğunu, bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında ortak alan olduğu belirtilen bahçenin, davalının bağımsız bölümüne özgülendiğini, ortak alan olmadığını, mahkemece her ne kadar; onaylı mimari projesinde davalıya ait 2 nolu bağımsız bölümün terası olarak gösterilen ( =80 metre x 3,15 metre ) ebatlarındaki alanın, tuğla yığma malzeme ile 2 nolu bağımsız bölümün odasına eklenti yapıldığı, davacının, yazılı rıza ve oluru alınmadan davalı tarafından yapılan eklentinin de eski hale getirilmesine karar verilmiş ise de 30.01.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; 2 nolu taşınmaz tarafindan binaya dahil edilen zemin kat terasının ortak alan olmadığının, onaylı mimari proje ve vaziyet planına göre söz konusu terasın, 2 nolu bağımsız bölüme ait olduğunun, herhangi bir hava ve görüntü kesmeye de yol açmadığının tespit edildiğini, buna rağmen mahkemece bu alanın, ortak yer olduğu kabul edilerek, bu alandaki imalatın da eski hale getirilmesine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kaldı ki ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan gerek pergole (sundurma) imalatı ile 2 nolu bağımsız bölümün zemin kat terasında 2 nolu taşınmaz tarafından binaya dahil edildiği tespit edilen (=80 metre x 3,15 metre) ebatlarındaki tuğla yığma malzeme ile yapılmış eklenti imalatına ilişkin olarak, imar barışı kapsamında müvekkili davalı tarafından Yapı Kayıt Belgesi alındığını, cevap dilekçesinde açıkça “tanık” deliline de dayanıldığı belirtildiği ve tanıklarının dinlenilmesi talep edildiği hâlde, taleplerinini reddedilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini belirtilerek istinaf isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan imalatların ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı olduğunun tespit edildiği böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ve eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu belirtmiş, istinaf taleplerinin incelenmediğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatlar dolayısı ile ortak alana müdahalede bulunulduğu, yapılan müdahaleye ilişkin herhangi bir tadilat projesi yahut kat maliklerinin muvafakat verdiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmaktadır.

3. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki ana gayrimenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin ortak alanlardaki kat maliklerinin mülkiyet hakkı aleyhine olduğu gözetildiğinde mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.