"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2331 Esas, 2022/2782 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/899 Esas, 2020/619 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesi, 4991 ada 139 parsel (evveliyatı 927 parsel olan eski 1331 parsel) sayılı taşınmazdan davalı idare tarafından yüksek gerilim hattı geçirildiğini, geçirilen yüksek gerilim hattı nedeniyle değer düşüklüğü meydana geldiğinden belirlenecek bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf ehliyeti yokluğundan esasa girilmeden usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın öncelikle şekil açısından dava şartlarından olan kesin hüküm varlığı nedeniyle esasa girilmeden usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kadastro yenilenmesi sonucu taşınmaz önce 4991 ada 139 parsel, daha sonra ise Karayolları Genel Müdürlüğünün yol kamulaştırması sebebi ile 25.05.2011 tarihinde ifraz edilerek 4991 ada, 307, 308 ve 309 parsel olarak üç parçaya ayrılarak 308 parselin Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmaz kök 927 parsele ilişkin kesin hükmün bulunduğunu, tapuda hükmen davalı adına tescil edilen dava konusu taşınmazın halen davacı tarafından dava konusu yapılmasını kabul etmediklerini, davanın dava şartlarından olan taraf ehliyeti yokluğundan, kesin hükmün varlığı ve husumet yokluğu nedenleriyle usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; harç ve vekâlet ücretlerinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini, taraf ehliyeti yokluğundan ve husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığı dikkate alınarak davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesini ve dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak değer biçilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın kök parsel numarasının 927 parsel olduğu, bu parselin 4991 ada 1130 ve 1131 parseller olarak ikiye ifraz edildiği ve davalı idarece 31.03.1983 tarihinde alınan kamu yararı kararı gereğince 1131 parselin irtifak hakkı ve pilon yeri olarak kısmen kamulaştırıldığı, kamulaştırmaya ilişkin evrakın 05.01.1988 günü köy ihtiyar azasına tebliğ edildiği, davacının belirtilen tarihte İstanbul ilinde ikamet ettiğinin anlaşılması sebebiyle usulüne uygun tebligat şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla, kamulaştırma bedelinin bankaya yatırılarak hak sahibine ödendiğine ilişkin bir dekont sunulmadığı gibi ödemeyi gösterir banka listesinin de bulunmadığı, usulüne uygun tebliğ edilmeyen evrakta davacıya ödenmesi gereken kamulaştırma bedeli ile banka şubesine hitaben yazılan müzekkerede davacıya ödeneceği belirtilen tutarın farklı olması ve kamulaştırma bedelinin ödenmesine yönelik işlem karşılığı da dikkate alındığında bedelin ödenmediği anlaşılmakla kamulaştırma bedeli tespit edilirken dava tarihi olan 2019 yılı verilerinin oluştuğu dikkate alınmadan 2018 yılı verilerinin endeksle güncellenmesi doğru değilse de bu konuda davacının istinafı olmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilerek taşınmazın konum ve özellikleri ile dava tarihine göre tespit edilen m² birim bedelinin makul ve adil oluşuna, irtifaktan kaynaklanan değer kaybı oranının da gerilim hattının güzergahına göre yerinde oluşuna binaen davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu Osmangazi ilçesi, Dereçavuş Mahallesi kök 927 parsel sayılı 40.650,00 m² yüzölçümlü taşınmazda davacının 1/2 pay sahibi olduğu, Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/449 Esas, 1986/479 Karar sayılı ilamına istinaden Tapu Sicil Muhafızlığının 14.11.1986 tarihli ve 7028 yevmiye numaralı işlemi ile ifraz edilerek 1131 parsel numarasını aldığı ve 6 m² pilon yeri ile 4724 m² irtifak hakkı tescil edildiği, 1131 parsel sayılı taşınmazda 3733 m² üzerinde TEK lehine irtifak hakkı tesisine dair Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/133 Esas, 1988/236 Karar sayılı ilamına istinaden Tapu Sicil Muhafızlığının 06.10.1988 tarihli ve 7839 yevmiye numaralı işlemi ile tescil edildiği, yapılan kadastro yenileme çalışmasıyla 4991 ada 139 parsel numarası alan taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kısmi kamulaştırma sonucu 2011 yılında 307, 308 ve 309 parsellere ifraz olduğu, 308 parsel sayılı taşınmazın yol vasfı ile Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği, 4991 ada 307 ve 309 parsel sayılı taşınmazların ise davacı adına tescil edildiği, ancak davacının paylarını 26.05.2011 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığı anlaşıldığından dava konusu taşınmazda davacının aktif husumet ehliyeti kalmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.