"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/68 Esas, 2022/267 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 18 nci maddesi uygulaması sonucu fazla kesilen düzenleme ortaklık payı nedeniyle tazminat ile bulunduğu yerde korunamayan muhdesat bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ...'ın Manisa ili, Kırkağaç ilçesi, ... Mahallesinde bulunan kain 161 ve 287 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, dava konusu taşınmazın 3194 sayılı Kanun’un 15 ve 16 ncı maddeleri gereğince ifrazının yapıldığını, dava konusu diğer parsel olan 287 parsel sayılı taşınmazın da 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi gereğince orta öğretim okul alanına terk edildiğini, dava konusu bu kök parsellere davalı yanca okul, yol ve park yapılmak sureti ile muhtelif imar uygulamaları gereğince kanunen kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı üzerinde kesinti yapılarak davalı idarelerce bu taşınmazlara kamulaştırmasız olarak el atıldığını, dava konusu bu taşınmazlar üzerinde en az 150 senelik minimum 200 adet zeytin ağacı ile sınır kesimlerinde 50 adet selvi ağacı bulunmakta iken muhtelif imar uygulamalarının gerçekleştirilmesi sırasında kesilerek kaldırıldığını belirterek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, 6487 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik ile uygulama imar planında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak sureti ile veya ilgili kanunların uygulanması ile tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında 3194 sayılı Kanun'da öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabileceğini, bu madde hükmünün karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş bütün davalara uygulanacağını, bu nedenle davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, ayrıca dava öncesinde idari başvurunun da yapılmadığını davalı tarafça yasal zorunluluk yerine getirilmeksizin dava açıldığı için de davanın usulden reddinin gerektiğini belirtmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, idari işleme karşı dava açma süresinin geçirildiğini, davada davacılar murisinin veraset ilâmı dahi sunulmadan dava açılmasının da usul ve kanuna aykırı olduğunu bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, dava konusu parseller üzerinde davacıların talebi üzerine 3194 sayılı Kanun'un 15 ve 16 ncı maddelerinde belirtilen hükümlerin uygulandığını, ifraz ve tevhid işleminin muhatabının tapu idaresi olduğunu, davacının davasına dayanak yaptığı 6487 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin uygulama olanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.03.2015 tarihli ve 2014/331 Esas, 2015/62 Karar sayılı kararı ile yargı yolu yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 3194 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinin son fıkrasına göre bedel takdirleri ve bu bedele itiraz şekilleri 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) hükümlerine tabidir. Bedele ilişkin değerlendirme 2942 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacağından 2942 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi uyarınca adli yargı görevlidir. Bu nedenle işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.10.2022 tarihli ve 2017/68 Esas, 2022/267 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 3194 sayılı Kanun’un 15 ve 16 ncı maddeleri ile kamuya terk edilmiş alanlara isabet eden ve 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca kamuya ayrılmış alanlara isabet eden ağaç bedelleri bakımından alacak taleplerinin atiye bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına, fazla kesilen düzenleme ortaklık payı bedeli ile bu bölümde bulunup kesilen ağaç bedelleri yönünden davanın kabulü ile belirlenen tazminat taleplerinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idarenin sorumluluğunun olmadığını belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, dava tarihinden faizin hatalı olduğunu ileri sürerek davalı idareden tahsiline karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun(1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
5. 3194 sayılı Kanun ‘un 18 nci maddesi
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacılar murisleri Manisa ili, Kırkağaç ilçesi, ... Mahallesi 161 parsel sayılı 16.082.00 m² yüzölçümlü taşınmazda malik iken, 2003 yılında 3194 sayılı Kanun'un 15 ve 16 ncı maddeleri uyarınca yapılan rızai terk işlemi sonrası taşınmazın 1.067.00 m²lik kısmının park alanına, 3.952.00 m²lik kısmın ise yola terk edildiği, kalan 11.042.00 m²lik kısmın ise 437 ada 307 parsel ila 323 parsellere ifraz edildiği, 2006 yılında Belediye tarafından 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması ile davacılar murisi adına kayıtlı 437 ada 307 parsel sayılı 5849.00 m² yüzölçümlü taşınmazdan 1.803.39 m² miktarında düzenleme ortaklık payı kesildiği ve kalan 4045.00 m² kısmın başka parsel sayılı taşınmazlara hisselendirildiği anlaşılmıştır.
3. Yapılan incelemede, davacılar tarafından dava konusu taşınmazın bir bölümünün 3194 sayılı Kanun’un 15 ve 16 ncı maddeleri uyarınca rızaen kamuya terk edildiği gözetildiğinde, imar uygulamasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3194 sayılı Kanun’un 18 nci maddesinin altıncı bendinde belirtilen bir parselden birden fazla düzenleme ortaklık payı alınamaz hükmü uyarınca dava konusu taşınmazdan ikinci kez kesilen 1.803.39 m²lik kısmın bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, değer biçilmek suretiyle adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi ve imar uygulaması sırasında bulunduğu yerde korunamayan ve kesilen ağaç bedeline hükmedilmek suretiyle karar verilmesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idareler vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalı ... Başkanlığından aşağıda yazılı olan harcın alınmasına,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.