"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/157 Esas, 2021/962 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen 4650 ... Kanun'la değişik 2942 ... Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 ... Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı idare vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.12.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı idare vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... duruşmaya katılmışlardır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, Ilgın ilçesi, ... Mahallesi 187 ada 61 parsel ... taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gerçek değerinin tespiti ile taşınmazın tapu kaydının davacı adına tesciline karar verilmesini ayrıca yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.01.2014 tarihli ve 2014/221 Esas, 2015/634 Karar ... kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 28.01.2014 tarihli ve 2014/221 Esas, 2015/634 Karar ... kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arsa niteliğindeki taşınmazın değerinin belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, hükme esas bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların imar parseli oldukları belirtildiği hâlde düzenleme ortaklık payı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bir kısmının ise il ve ilçe merkezlerine olan mesafeleri ve çevrelerinin gelişmişlik durumları ve dava konusu taşınmaza uzaklığı dikkate alındığında emsal incelemesi uygun olmadığı gibi bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların, satışına ilişkin akit tabloları Tapu Müdürlüğünden istenilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların 2014 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi ve tespit edilen bedelden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra fark bedele 29.05.2014 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiği halde infazda tereddüt oluşturacak şekilde yazılı şekilde karar verilmesi hatalı oldiği gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 ... Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilâmında belirtilen hususlar tam olarak değerlendirilmeden hatalı bilirkişi raporuna dayanarak karar verildiğini, emsal kıyaslamasının hatalı yapıldığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 ... Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 ... Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 ... Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 ... Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 ... Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 ... Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Konya ili, Ilgın ilçesi, ... Mahallesi 187 ada 61 parsel ... taşınmaza 2942 ... Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, üzerindeki yapılara ise aynı Kanun'un (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmek suretiyle üzerinde bulunan ağaçlara ise maktuen değer biçilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesi hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Mahkemece verilen hüküm Dairemiz bozma kararı ile ortadan kalktığından yeniden tescil hükmü kurulmaması hatalıdır.
4. Davacı idare tarafından fazla bloke edildiği anlaşılan 2.844.68 TL bedelin, davalı tarafa ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine, şayet davalı tarafa ödeme yapılmış ise bankadan çekilmesine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
5. Fark bedele ilk karar tarihine kadar faiz uygulanması gerekirken yazılı şekilde faiz bitiş tarihinin son karar tarihi olarak belirlenmesi isabetsizdir.
6. Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin hatalı yazılması doğru değildir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının;
a) (1) inci bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına, yerine "Konya ili, Ilgın ilçesi, ... Mahallesi, 340.00 m² yüzölçümlü 187 ada 61 parsel ... taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline," cümlesinin yazılması,
b) (3) üncü bendin çıkartılmasına, yerine "Davacı idare tarafından fazla bloke edildiği anlaşılan 2.844.68 TL bedelin, davalı tarafa ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine, şayet davalı tarafa ödeme yapılmış ise bankadan çekilmesine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine" cümlesinin yazılması,
c) (4) ncü bendinin çıkartılmasına, yerine "Tespit edilen 58.425.32 TL bedelden acele el koyma kararı ile tespit edilen 28.345.00 TL bedelin mahsubu sonrası kalan 30.080.32 TL bedele 29.05.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 27.11.2015 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına" cümlesinin yazılması,
d) Gerekçeli karar başlığının dava tarihine ilişkin bölümünden "08.04.2014" tarihinin çıkartılmasına, yerine "28.01.2014" tarihinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı idareye ödenmesine, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.