"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1908 Esas, 2022/2016 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/903 Esas, 2022/247 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın % 60 ına tekabül eden kısmının bedelsiz olarak kamuya terk edildiğini, resmi kayıtlara göre terkin rızaya dayalı ise de inşaat yapmak amacıyla ruhsat alabilmek için, kamu gücü nedeniyle zorunlu olarak bedelsiz terk yapılmak zorunda kalındığın belirterek, bedelsiz terk edilen kısmın bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, bedelsiz yola ve park alanına terk başvurusunda bulunması üzerine, encümen kararı alınarak terk işlemlerinin tapuda gerçekleştirildiğini, tescilden sonra davacı şirketin inşaat ruhsatı başvurusu yaparak inşaatını tamamladığını, davanın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; terk işlemi ile % 40 oranından daha fazla kesinti yapılmış olduğunu, bu durumun kamulaştırmasız el atma sonucunu doğurduğunu, inşaatı ruhsatı alınması için belediyenin baskısı ile terkin işleminin yapılmış olduğunu, tanıkların dinlenmediğini, yemin delilini kullanma imkanı verilmediğini, düzenleme ortaklık payında karşılanması gereken miktarların terk ile kamuya aktarıldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca, imar mevzuatı gereğince düzenlemeye tabi tutulan parsellerden düzenleme ortaklık payı karşılığı olarak bir defaya mahsus alınan yol, yeşil saha ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan yerlerle, özel parselasyon sonunda malikinin muvafakatı ile kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler hakkında eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı da istenemeyeceğini; ancak malikin rızasıyla kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamuya terk edilen taşınmazın kamu yararı dışındaki amaçlarla (Konut alanına çevrilmesi vb. şekilde) kullanılması sebebiyle malikin tazminat hakları saklı olduğunu, dosyada bulunan bilgi ve belgelerden; dava konusu yerin davacı malikinin rızası ile kamunun ortak kullanımına terk edilen yerlerden olduğu anlaşıldığından, 2492 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi gereğince davanın reddi yerine, yazılı gerekçe ile reddedilmesi sonucu itibarıyla doğru olduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, ilave olarak taşınmazın imar parseli olduğunu düzenleme ortaklık payının daha önce kesildiğini, terk yapılması suretiyle ikinci kez kesinti yapılmış olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, bedelsiz terk edilen ve kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; taşınmazın toplam 641,76 m² olduğu ve davacının talebi ve 22.12.2016 tarihli encümen kararı ile 372,90 m² lik kısmının bedelsiz olarak yola ve parka terk edildiği, yeni duruma göre tapunun oluştuğu anlaşılmıştır.
3. Buna göre; 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca imar düzenlemesi sırasında malikinin muvaffakati ile yol, yeşil alan ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alan için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı gibi karşılığı da istenemeyeceğinden ve dosya içeriğiyle davaya konu taşınmazın 372,90 m² lik kısmının davacının talebi ve muvafakatiyle tapuda bedelsiz terk edildiği, taşınmazın yol ve park olarak bedelsiz olarak terk edilen kısımlarının, başka bir amaçla kullanıldığı da iddia ve ispat edilmediği gibi, terk işlemlerini müteakip, inşaat ruhsatının alındığı ve inşaatın tamamlandığı da anlaşıldığından, Anayasa Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli ve 2017/22268 başvuru numaralı kararı da dikkate alındığında davacının işlemden elde ettiği menfaat de gözetildiğinde, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.