"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/208 Esas, 2021/351 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Tuzla ilçesi, ... Mahallesi, 1859 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.11.2019 tarihli ve 2019/202 Esas, 2018/476 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.06.2020 tarihli ve 2020/327 Esas, 2020/727 Karar sayılı ilamı ile Mahkemece bedelin blokesi için davacı idareye verilen süre iki hafta olarak belirlenmiş ise de duruşma tarihine kadar 15 günden fazla süre bulunduğu ve bir sonraki celse idareye aynı sürenin yeniden tanındığı ve bu işlemin 5 kez tekrarlandığı, bloke için verilen süre ile duruşma günleri arasında 15 günden fazla süre bulunmasına rağmen davacı idare tarafından kamulaştırma bedelinin bloke edilemediği, mahkemece verilen süre kanuna uygun olmasa dahi verilen süreler içerisinde bedel bloke edilmiş olsaydı sürenin kanuna uygun olmadığından bahsedilemeyeceği gözetilerek, bu aşamada verilen sürenin kanuna uygun olmadığı iddiasının kamulaştırma davalarının niteliği gereği kanunun düzenleme amacını aştığı ve artık usul ekonomisinden de söz edilemeyeceği, taşınmaza acele kamulaştırma yoluyla el konulduğundan acele kamulaştırma bedelinin taraflarca açılacak davalarda değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece davacı idareye kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için süre verilirken kanunda belirtilen on beş günlük süre yerine iki haftalık süre verilmesi doğru olmadığı gibi, bloke edilecek bedelin açıkça yazılmadığı ve ihtaratın da usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından, kanundaki prosedüre uyulmadan süre verilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek mahkeme kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; arta kalan alandaki değer azalışının gerekçelendirilmesi gerektiğini, tescil hükmünün açık olmadığını, metrekare birim fiyatının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un kenar başlıklı 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak ve eski irtifaktan dolayı meydana gelen değer düşüklüğü taşınmaz bedelinden indirilmek suretiyle bedel belirlenmesi ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.
3. Fen bilirkişisinin 02.11.2018 tarihli raporunda B ile gösterilen 6906,77 m²lik bölümün tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.