Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3620 E. 2023/11563 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tapudan terkinine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tapudan terkinine ilişkin hükümlerinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de yasal olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/190 Esas, 2022/2192 Karar

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/297 Esas, 2020/198 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince isitinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın, davalılar vekilince istinaf edilmediği ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında İlk Derece Mahkemesi kararına göre davalılar aleyhine bir durum oluşmadığı anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen davalılar vekilinin temyiz hakkı bulunmadığının kabulü ile temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 113 ada 15 parsel (113 ada 6 parselden ifrazen) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazlar için davacı kurumca takdir edilen bedelleri kabul etmediklerini, bedellerin düşük olduğunu belirterek taşınmazın bütün özellikleri dikkate alınmak suretiyle gerçek kamulaştırma bedelinin tespit edilmesini, arta kalan kısım için değer kaybı hesaplanmasını, müvekkilleri aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesini ve yasal faiz işletilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; idarenin Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen kısmının hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, geri kalan miktarın ise karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına ve dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faizinin hatalı olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, net gelirin ilçe tarım verilerine göre yüksek belirlendiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay ve Dairenin denetiminden gecen dava konusu taşınmazla aynı bölgedeki aynı nitelikteki taşınmazlara ilişkin dava dosyalarında 2019 değerlendirme tarihinde buğday - bostan münavebesi uygulanmak suretiyle 19,53 TL metrekare değerlerinin uygun görüldüğü nazara alındığında hükme esas bilirkişi raporunda buğday ve çerezlik ayçiçeçiği münavebesi uygulanması suretiyle değer biçilmesi doğru değilse de 11,15 TL metrekare değerinin idare lehine olduğu da gözetildiğinde kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği ancak;7139 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesiyle 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin 27.11.2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözetilmek suretiyle fark bedelin davalıya derhâl ödenmesine karar verilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; esas alınan münavebe sisteminin hatalı olduğunu, ekte sunulan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yazısında belirtildiği üzere kuruda arpa, nadas ve buğday münavebesi uygulanması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından buğday ve bostan münavebesi uygulanıp bostan veriminin 1750 kg alınması hatalı olup mevsim koşullarına göre yıllık verimin değiştiğini ve idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilmesi ve dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi temyize gelen tarafın sıfatı gözetilerek yerindedir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli, 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalılar Vekilinin Temyizi Yönünden

Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

B. Davacı İdare Vekilinin Temyizi Yönünden

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.