Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3670 E. 2023/10630 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalı idarenin taşınmazına kamulaştırmasız el attığı iddiasıyla açılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında, kamulaştırma işleminin usulüne uygun yapıldığı ve kadastro tespitine itiraz süresinin geçtiği iddialarına rağmen davanın kabulü ile davacıya bedel ödenmesine karar verilmesi üzerine davalı idare tarafından yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin önceki bozma kararlarında belirtilen hususlara uygun olarak davacının tazminat talep hakkı bulunduğu ve mahkeme kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/345 Esas, 2022/384 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, Çakış Mahallesi 155 ada 58 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın kanal yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içerisinde açılmamış olduğundan zamanaşımı yönünden reddine, davacının dava açmadan önce idareye başvurması ve uzlaşma yoluna gitmesi 5999 sayılı Kanun'un amir hükmü olduğundan buna riayet edilmeden ikame olunan davanın usul yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.12.2013 tarihli ve 2013/118 Esas, 2013/748 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 19.12.2013 tarihli ve 2013/118 Esas, 2013/748 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 30.09.2014 tarihli ve 2014/11404 Esas 2014/13695 Karar sayılı kararı ile kararın onanmasına karar karar verilmiştir.

3.Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 30.09.2014 tarihli ve 2014/11404 Esas, 2014/13695 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

4.Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 05.12.2015 tarihli ve 2015/2868 Esas, 2015/13587 Karar sayılı kararı ile Çakış köyü 6 parsel sayılı taşınmazın Antalya-Köprüçay Sahil Sulama Birliği tahliye kanalı inşaatı için 1966 yılında kamulaştırıldığı ve maliki ... adına kamulaştırma bedelinin kısıtlı olarak bankaya bloke edildiği, dava konusu Çakış köyü 85 parsel sayılı taşınmazın ise ... Tapulama Mahkemesinin 23.05.1978 tarihli ve 1968/490 Esas, 1978/218 Karar sayılı kararına dayalı olarak davacı adına tescil edildiği buna göre, dava konusu taşınmazın 1966 yılında yapılan kamulaştırma kapsamında kaldığı belirtilmekte ise de öncelikle kamulaştırılan 6 parsel sayılı taşınmaz ile davaya konu edilen 85 parsel sayılı taşınmazın aynı taşınmaz olup olmadığının belirlenmesi yönünden, bahse konu kamulaştırma işlemine ilişkin olarak kamulaştırma planını gösteren kroki ve kamulaştırma haritası idareden ve dava konusu taşınmazın mevcut tapu kaydının revizyon gören bütün tedavülleri ile birlikte tapu kayıtlarının tapu müdürlüğünden temin edilerek, bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılıp mahallinde uygulanmak suretiyle idarece daha önce kamulaştırılan yer ile kamulaştırmasız el atmaya konu edilen yerin tamamı veya bir bölümünün aynı yer olup olmadığı ve kamulaştırma kapsamında kalıp kalmadığı araştırılıp aynı yer olduğunun tespiti durumunda ise ayrıca 1966 tarihli kamulaştırma kararının ve belgelerinin kamulaştırma tarihindeki tapu maliklerine tebliğ edilip edilmediğine ilişkin bilgi ve belgelerin, bloke edilen kamulaştırma belgelerinin tapu maliklerine veya murislerine ödenip ödenmediğinin ve varsa bu ödemelere ilişkin dekontların, kamulaştırma bedeline itiraz davaları açılıp açılmadığına ve varsa buna ilişkin belgelerin ve 6 parsel ile 85 parsel malikleri arasındaki irtibatı gösteren nüfus ve mirasçılık belgelerinin getirtilip geçerli bir kamulaştırma kararının olup olmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken kamulaştırma olgusunun varlığı ve dava konusu taşınmazın kamulaştırmaya konu edilen taşınmaz ile aynı yer olup olmadığı hususunda yetersiz araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 11.10.2017 tarihli ve 2015/776 Esas, 2017/629 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 11.10.2017 tarihli ve 2015/776 Esas, 2017/629 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 25 inci maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlayacağından Çakış Köyü 6 parsel sayılı taşınmazın 11.375,00 m²sinin davalı idarece kamulaştırıldığı, kamulaştırma işleminin tespit edilen malik ...’ya 14.06.1966 tarihinde noter kanalıyla bizzat tebliğ edildiği, dava konusu Çakış Köyü 85 parsel sayılı taşınmazın ise ...’dan satış nedeniyle 29.07.1966 tarihinde davacı ... adına kadastro tespitinin yapıldığı, itiraz üzerine 1979 yılında hükmen davacı adına tescil edildiği, dava konusu 85 parsel sayılı taşınmaz ile davalı idarece 6 parsel sayılı taşınmazın 1966 yılında kamulaştırılan bölümünün aynı yer olduğu anlaşıldığı, davacının murisi olan ...’ya kamulaştırma işleminin tebliğine ilişkin olarak çıkartılan noter tebligatı usule uygun olarak tebliğ edilmiş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanununun (3402 Sayılı Kanun ) 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrası gereği "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmü nazara alındığında, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 1979 tarihinde kesinleştiği, daha önce kamulaştırma yapılmış olsa bile kamulaştırma sonrası yapılan kadastro tespiti sonucunda taşınmazın davacı adına tapuya tescil edildiği ve davalı idarece 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi dava konusu taşınmazın tescile tabi yerlerden olduğu, bu nedenle davacının tazminat talep etme hakkı olduğundan, mahkemece işin esasına girilerek talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 04.11.2020 tarihli ve 2020/74 Esas, 2020/220 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1.Mahkemenin 04.11.2020 tarihli ve 2020/74 Esas, 2020/220 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda; dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre objektif değer artışı oranı % 100 olması gerekirken, daha az oranda objektif değer artışı uygulanmak suretiyle düşük bedel tespiti, doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın usulüne uygun şekilde kamulaştırıldığını, 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesine göre kamulaştırmayı yapan idarenin kamulaştırması tamamlanan taşınmazın idare adına tescili davası açma hakkının her zaman bulunduğunu, 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrasının eldeki davada uygulanmasının mümkün olmadığını, kamulaştırma işlemleri tamamlanmış ve kesinleşmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi kanun ve usule aykırı olduğundan resen takdir edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci ve Geçici 6 ncı maddesi,

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.