Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3705 E. 2023/10312 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, kısmi kamulaştırma yapılan taşınmazın arta kalan kısmının akıbeti ve bedelinin ödenip ödenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca kısmi kamulaştırma halinde arta kalan kısmın durumunun değerlendirilmesi ve işe yaramaz hale gelen kısmın da bedelinin ödenmesi gerektiği, ayrıca sehven fazla miktar üzerinden tescil yapıldığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/203 Esas, 2022/266 Karar

KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... ve davalılar ... vd. vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Trabzon ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 421 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın şehir merkezinde bulunduğunu, gerçek değerinin çok altında bedel takdir edildiğini, dava konusu parsel ile aynı vasıfta olan komşu parsellere teklif edilen bedelin çok daha fazla olduğunu, arta kalan kısımda zorunlu kamulaştırmanın yapılması gerektiğini, kamulaştırmaya konu taşınmazın emsal parseller göz önüne alınarak, tümünün kamulaştırılmasını ve kamulaştırma bedelinin tespitinin yapılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın arsa konumunda ve imar parseli olduğunu, taşınmazın şehrin en değerli yerlerinden birinde olduğunu, her türlü sosyal tesise yürüme mesafede olduğunu, kurumca teklif edilen kıymet takdirinin taşınmazın gerçek değerinin çok altında hesaplandığını, taşınmazda kısmi kamulaştırma yapıldığını, arta kalan kısmın da kamulaştırılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın gerçek kamulaştırma bedeline hükmedilmesini talep etmiştir.

3. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın şehir merkezinde olup, ticari alan ve konut yapımı için müsait olduğunu, davacı tarafın teklif ettiği bedelin çok düşük olduğunu, emsallerin değerlendirilerek taşınmazın gerçek kamulaştırma bedeline hükmedilmesini, müşterek metal alanının tespit edilmesini, düzenleme ortaklı payı oranının hesaplamaya katılmasını, bağımsız bölümlerin kıymetinin tespit edilmesini, taşınmazın gerçek kamulaştırma bedeline hükmedilmesini talep etmiştir.

4. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin çok altında bir bedelle alınmak istendiğini, taşınmaz üzerinde keşif yapılarak gayrimenkulün objektif değerlerinin tespit edilmesini, taşınmazın gerçek değerine hükmedilmesini talep etmiştir.

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın gerçek kamulaştırma bedeline hükmedilmesini talep etmiştir.

6. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, bedelin mahkemece belirlenmesini talep etmiştir.

7. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazda kısmi kamulaştırma yapılmak istendiğini, ancak arta kalan kısımdan yararlanma imkanının bulunmadığını, bu kısmın da kamulaştırılması gerektiğini, belediyelerin belirlediği değerin rayiç piyasa koşullarına göre oldukça düşük olduğunu, bu nedenle taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, söz konusu gayrimenkullerde keşif yapılarak, objektif değerinin tespit edilerek taşınmazın gerçek kamulaştırma bedeline hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2019 tarihli ve 2019/120 Esas, 2019/259 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.11.2019 tarihli ve 2019/4846 Esas, 2019/4720 Karar sayılı kararıyla; davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesinde, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 46 ncı maddesinin son fıkrası ana gayrimenkulün arsası ile birlikte kamulaştırılması halinde her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ile eklentileri de göz önünde tutularak ayrı ayrı takdir olunacağı hükmünü koymuştur. Böyle olunca ana yapının arsasına 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi göz önünde tutularak kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre, üzerindeki yapılara aynı maddenin (h) bendi gereğince değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları gösterilip yıpranma payı düşülmek suretiyle ve ayrıca (i) bendi hükmü uyarınca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınarak kamulaştırma karşılığının yasal biçimde belirlenmesi gerekir. Buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra, toplam bedel üzerinden arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı tespit edilir. Şayet o bağımsız bölüm yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte ekstra ilaveler varsa bunlarında göz önünde tutulması gerekir.Açıklanan esaslar dairesinde sözü edilen bağımsız bölümlere değer biçilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, bilirkişilerin ilk raporunda ısrar etmeleri halinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılıp, alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, ... Belediye Başkanlığının 15.06.2017 tarihli yazısı ve ekindeki dava konusu taşınmaza ait imar durum krokileri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazda kamulaştırmadan arta kalan 304,44 m²lik kısmın işe yaramayacağı gözetilerek bu bölümün bedeline hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazda 10 nolu bağımsız bölüm maliki ...'ya ait tapu kaydında dava dışı ... lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşıldığından tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ...'ın nüfus kaydı getirtilerek sağ olduğunun anlaşılması halinde davaya dahil etmesi için davacıya süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taşınmaz bedelinin intifa hakkı payına denk gelecek kısmının intifa hakkı sona erinceye kadar bir milli bankaya çıplak mülkiyet sahibi davacı ... adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahibinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde davacı tapu malikine ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi ve derhal ödemeye karar verilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yapılan inceleme ve işlem sonucunda bozma sonrası tespit edilen fark kamulaştırma bedelinin davacı idareye verilen kesin süreye rağmen yatırılmaması nedeniyle ilk kararı temyiz eden davalılar yönünden davanın usulden reddine, ilk kararı temyiz etmeyen önceki hükümle kamulaştırma bedeli kesinleşen davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davalılar ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idareye iade edilecek bedele faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkiller yönünden dava konu taşınmazın 146,26 m²lik kısmına ilişkin kamulaştırma kararının kesinleşmesine rağmen mahkemece taşınmazın kalan 313,06 m²lik kısmı ( bu rakam da hatalıdır, kamulaştırmadan artan kısım 304,4 m² dir) yönünden de müvekkillerin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiğini işbu dava da müvekkillerden yönünden kamulaştırılan alan 421 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 146,26 m²lik kısmı olduğunu, davaya konu parselin tamamına ilişkin bir kamulaştırma işlemi yapılmadığını, kalan 304,4 m²lik kısma ilişkin davacı tarafça bir kamulaştırma bedeli ödenmediğini, Mahkeme sanki 421 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki müvekkillere ait tüm hissenin bedelinin 482.511,96 TL olarak tespit edilmiş gibi hüküm kurulduğunu; ancak karara dayanak bilirkişi raporunda belirtilen bedelin müvekkillerinin hissedar olduğu 146,26 m²lik alan için belirlenen bedelin olduğunu, bu sebeple ilamda sanki dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin 482.511,96 TL olduğu şeklindeki tespit hatalı olup mahkemece kamulaştırılan ve bedeli depo edilen 146,26 m²lik alanın bedelinin tespiti yönünde karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Bozma kararı sonrası tespit edilen bedelin mahsubu sonrası oluşan fark bedelin depo edilmesi için davacı idareye verilen usulüne uygun sürelere rağmen depo edilmediğinden davanın ilk kararı temyiz eden davalılar yönünden usulden reddine, ilk kararı temyiz etmeyip önceki hükümle kamulaştırma bedeli kesinleşen davalılar yönünden kabulüne, haklarında ret kararı verilen davalıların payına düşen ve üçer aylık vadeli hesaba bloke edilen bedelin nemalarıyla iadesine, taşınmazın davacı idare adına kayıtlı tapusunun iptali ile bu davalıların payına düşen kısmın adlarına kayıt ve tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Buna karşın, arta kalan 304,40 m² alanın sehven 313,06 m² yazıldığı ayrıca bozma kararı öncesi bu kısmın bedeline hükmedilmediği hâlde, tüm davalıların hisseleri oranında tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... ve davalılar ... vd. vekillerinin diğer temyiz taleplerinin reddine,

2. Davalı Miili Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü ile bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4-B) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına yerine "İlk derece mahkemesince, tescil yönünden verilen hükmün kanun gereği kesin olması nedeniyle tapuda işlem yapıldığından, dava konusu Trabzon ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 421 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 304.40 m²lik kısmının davacı idare adına yapılan tescilinin iptali ile parselin eski malikler tüm davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ... vd.'den peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde iadesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.