Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3862 E. 2023/9047 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili ile yargılama giderleri ve harcın belirlenmesi hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bedelinin tespitinde ve davalı idareden tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmezken, nispi harç alınması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince maktu harca hükmedilmesi doğru görülmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca bu husus düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/324 Esas, 2023/398 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/398 Esas, 2022/428 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2289 ada 11 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazla ilgili olarak yürürlükte bulunan bir imar planının bulunmadığını, husumetin kendilerine düşmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekcesinde özetle; harcın maktu olarak alınması gerektiğini, emsalin uygun olmadığını, değerin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dava konusu taşınmaz emsal taşınmazın eksik ve üstün yönleri gözetilerek karşılaştırmasının yapıldığı, bu karşılaştırma neticesinde dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin belirlendiği, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla kadastro parseli; emsal alınan taşınmazın ise, satış tarihi itibarıyla imar uygulaması sonucu oluşmuş imar parseli olması nedeniyle %40 düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı, buna göre dava konusu taşınmazın, dava tarihi itibarıyla zemin birim değerinin 1.430.380,21 TL/m² olarak belirlendiğinin görüldüğünü, raporun hesap yöntemi açısından doğru olduğunu, dava konusu taşınmazın, 561,29 m²lik kısmına yol ve yaya yolu (kaldırım) olarak fiilen el atıldığı, davalı idarenin 06.03.2017 tarihli ve 56273 sayılı cevabi yazısı ve eklerinden, dava konusu taşınmaza, 2005 yılında, yol ve kaldırım yapılmak suretiyle el atıldığını, davalı idarece yol ve kaldırım olarak el atılan 561,29 m²lik kısmın bedeli; hükme esas alınan 16.07.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile 1.430.380,21 TL olarak tespit edilmiş ise de İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile hüküm altına alınan 1.261.779,92 TL bedel yönünden, davacıların istinaf başvurusu bulunmadığı, davacı idare lehine usulî kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek, 1.261.779,92 TL bedelin, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, davalı idareden tahsili ile, davacıların tapu kaydındaki payları oranında, davalılara verilmesine yönelik verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğini, ancak; 7421 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi ile, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4 uyarınca, hükmedilen tazminat bedeli üzerinden, maktu harç alınması gerekirken nispi harç alınması doğru görülmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; fazla vekâlet ücretine hükmedildiğini, emsalin doğru alınmadığını, taşınmazın Belediyelerince kamulaştırılmasını mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasın talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi, taşınmaza 1983 yılından sonra davalı idarece fiilen el atıldığından karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra fiilen el atılmış olduğundan nispi harcın hüküm altına alınması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme yapılmak suretiyle maktu harca hükmedildiği, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının (4) numaralı bendinin çıkartılmasına, yerine “Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 86.192,18 TL nispi karar harcından, davacı tarafından yatırılmış olan peşin ve ıslah harcı toplamı 21.548,05 TL'nin mahsubu ile bakiye 64.644,13 TL harcın davalı idareden tahsili ile Hazineye ırat kaydına,” cümlesinin, devamla (6) numaralı bendin çıkartılmasına, yerine “Davacılar tarafından yargılama gideri olarak sarf edilen, 29,20 TL başvurma harcı, 21.548,05 TL peşin ve ıslah harcı, 199,13 TL on dört davetiye-tebligat gideri, 199,75 TL yirmi bir müzekkere posta gideri ve 2.886,70 TL iki keşif ve bilirkişi heyeti ücreti gideri olmak üzere, toplam 24.862,83 TL yargılama giderinin, davalı idareden tahsili ile davacılara verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.