Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3905 E. 2023/10298 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen orman tahdidi içinde kalan taşınmazlar nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin asıl dava ile orman tahdidi içinde kalan taşınmazların tapu iptali ve Hazine adına tescili istemine ilişkin birleştirilen davada, tazminat miktarının belirlenmesi ve Hazine'nin sorumluluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca tapu sicilindeki hatalardan kaynaklanan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu, taşınmazın değerinin net gelir yöntemiyle belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı ve davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3603 Esas, 2023/143 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/1203 Esas, 2022/965 Karar

Taraflar arasındaki taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde bırakılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl dava ile Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptali tescili istemine ilişkin birleştirilen davanın yapılan yargılaması sonrası İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl dava davalısı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl dava davalısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu Yalova ili, Çiftlikköy ilçesi, ... köyü 128 ada 47,58,59,60,73 ve 96 parsel sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen dosyada davacı ... Genel Müdürlüğü vekili dava dilekçesinde; dava konusu Yalova ili, Çiftlikköy ilçesi, ... köyü 128 ada 47,58,59 ve 73 parselerin tamamının, 60 parselin bir kısmının kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle tapusununun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl dava davalısı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tapuda halen davacı adına kayıtlı olduğunu, Devletin sorumluluğunu gerektirecek herhangi bir işlem tesis edilmediğini, tazminat talepli davanın Maliye Hazinesine yöneltilmesinin açıkça usul ve kanuna aykırı olduğunu, davanın Orman Bakanlığınca yapılan kadastro işleminden kaynaklanıyor olması nedeniyle sorumluluğunun Orman Genel Müdürlüğünde olduğunu, söz konusu nedenlerle davada Maliye Bakanlığının pasif husumet ehliyetinin mevcut olmadığını, davanın gerekli idari başvurular yapılmadan açıldığını, hukuken geçerli olmayan bir hakkın kaybı nedeni ile davacının zarara uğradığı iddiası ile tazminat taleplerinin haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleştirilen dosya davalısı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin dava konusu taşımazların mülkiyetini tapuya güven ilkesi çerçevesinde ve herhangi bir orman şerhi taşımaksızın elde ettiğini, taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğunu, dosyanın Mahkememizin 2016/669 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; birleştirilen davanın da kabulüyle tazminata konu taşınmazların tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, 128 ada 96 parsel sayılı taşınmaz yönünden kesinleşmiş tapu iptal ve tescil kararı bulunduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalısı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Asıl dava davalısı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; davalı idarenin husumetinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın orman olmasına rağmen tarla olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, ormanlık olan bir arazinin sadece üzerindeki orman ürünleriyle değerlendirilmesi gerektiğini, gelir hesabı yapılırken ürünlerin verim miktarlarının yüksek, giderlerin ise düşük alındığını, dava konusu taşınmazın ürün yetiştirilecek hale gelebilmesi için yapılması gereken giderlerin de hesaplanması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davalı idare aleyhine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu olan 128 ada 96 parsel sayılı taşınmaz yönünden kesin hüküm nedeniyle red kararı verilmesi ve red edilen bu kısım yönünden davalı ... Hazinesi lehine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kuru arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net ürün gelirine göre değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet sorumlu olup, davanın davalı sıfatıyla Hazine aleyhine açılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı,davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre uygulanan kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının uygun olduğu, bilirkişi heyeti raporunda belirtilen münavebe ürünleri ve verilerinin bölgenin münavebe yapısı ve resmi tarım verileri ile uyumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı ... dava açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı ... aleyhine nispi vekâlet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesinde ve dava tarihi itibarıyla yasal faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından asıl dava davalısı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalısı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl dava davalısı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine, birleştirilen davada ise kesinleşmiş orman tahdidinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazların 1968 ve 1971 yıllarında yapılan arazi kadastrosu sebebiyle dava dışı şahıslar adına tespit ve tescil edildiği, en son davacı tarafından üzerinde şerh olmaksızın 2008 yılında satın alma yoluyla edinildiği, Orman İdaresi tarafından 128 ada 96 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan dava sonucunda Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/579 Esas, 2018/197 Karar sayılı kararı ile davacı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 04.07.2018 tarihinde kesinleştiği, dava konusu 128 ada 47,58,59, 73 parsel sayılı taşınmazların tamamının orman sınırlarında kaldığına ilişkin şerhin 19.03.2012 tarihinde, 60 parsel sayılı taşınmazın 1.486,03 m²sinin orman sınırlarında kaldığına ilişkin şerhin ise 06.05.2014 tarihinde konulduğu, bu şerh nedeniyle mülkiyet hakkı kısıtlandığından ve 96 parsel sayılı taşınmaza ilişkin 10 yıllık zamanaşımı içinde dava açtığı anlaşıldığından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminat hakkı doğduğunun kabulü doğrudur.

3. Asıl davada arazi niteliğindeki taşınmazlara net geliri esas alınarak ve dava konusu taşınmazlara komşu, benzer özelikteki Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda da benzer münavebenin kullanılarak tespit edilen metrekare birim fiyatı ile uyumlu olarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline, birleştirilen davanın da kabulüyle tazminata konu taşınmazların tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, 128 ada 96 parsel sayılı taşınmaz yönünden kesinleşmiş tapu iptal ve tescil kararı bulunduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl dava davalısı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.