Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3928 E. 2023/9850 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz nedeniyle tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, el atılan taşınmazın değeri ve bedelin hangi idareden tahsil edileceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal karşılaştırması yapılarak arsa niteliğindeki taşınmaza değer biçilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/681 Esas, 2023/293 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/295 Esas, 2022/112 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 301 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın büyük bir kısmının Polatlı 1. Caddesinde kaldığını, taşınmazın cephesinin bulunduğu Polatlı 1. Caddesinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda bulunduğunu, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, imar düzenlemesi gereği düzenleme ortaklık payı olarak yapılan kesintinin dava konusu edilemeyeceğini, dava konusu ... 301 parsel numaralı taşınmazın 25 numaralı parselasyon planı ile imar uygulamasına alındığını, parselin senet yüzölçümünün 18000 m² olduğunu, 25 no.lu plan ile yapılan uygulama sonucu parselin 4500 m² sinin yola terk olarak kesildiğini, 13500 m² sinin imar adalarına (konut alanı) tahsis edildiğini, 25 no.lu planın onay tarihi ile ilgili bilgi ve belgenin arşiv kayıtlarında bulunmadığını, kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve dava konusu taşınmazda tapu maliki muristen intikal edecek payın tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın büyük bir kısmının Polatlı 1. Caddesinde kalmakta olup bu caddenin 17 metre genişliğinde ve ana arter niteliğinde olması nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, belirlenen metrekare birim bedelinin yüksek olduğunu, imar düzenlemesi gereği düzenleme ortaklık payı olarak yapılan kesintinin dava konusu edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 4500 m² yüzölçümlü taşınmazın tapuda malikleri adına yaşamaya devam ettiği, taşınmazda yola giden alan olarak ayrılan bölümün fiilen yol altında kaldığı ve 25 No.lu parselasyon planı uyarınca uygulamaya alınarak uygulama sonucu kesinleşerek tapuya tescilin yapıldığı tarih itibarıyla zayiat ya da düzenleme ortaklık payı adı altında yapılan kesintilerin yasal dayanağı kalmadığı gibi 301 parsel sayılı taşınmazda yapılan kesintinin zayiat adı altında değil yola terk olarak ayrıldığı kabul edilerek arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, aynı bölgeden geçen dosyalarla uyumlu olarak metrekare birim bedelinin belirlendiği gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bedelinin hangi idareden tahsil edileceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti" kenar başlıklı geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.

3. 09.07.1956 tarihinde kabul edilen ve 17.01.1957 tarihinde yürürlüğe giren 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 42 nci (6785 sayılı Kanun) maddesi ve bu maddenin iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 22.11.1963 tarihli ve 1963/65-278 sayılı kararı ile 20.07.1972 tarihli ve 14251 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 1605 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.