"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1511 Esas, 2022/1840 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Siirt 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/101 Esas, 2021/205 Karar
Taraflar arasında kamulaştırma işlemleri nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek 1 inci maddesi gereğince yapılan çalışma sonucu yüzölçümünün düzeltilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Siirt ili, ... ilçesi, Yerlibahçe köyü, 124 ada 1 (eski 236) ve 122 ada 1 (eski 406) parsel sayılı taşınmazların 19.03.2015 tarihinde davalı idare adına satışı gerçekleştiğini ancak 22-a yenileme çalışmaları sonrasında 236 parselin yüzölçümünde 1581,93 m² ve 406 parselin yüzöçümünde ise 4.654,37 m² artış nedeniyle zarara uğradıklarını, uğranılan zarar için şimdilik 10,00 TL dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; davanın usul ve kanuna aykırı olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı idarece yapılan işlemlerin usule aykırı olduğunu, irtifak kamulaştırması yapılması işleminde kamu yararının bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı için takdir edilen değerinde taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını, müvekkilinin ciddi şekilde hak kaybına uğrayarak mağdur olacağını, haksız ve kötüniyetli davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların müvekkil idarenin yasal prosedürler gereği kamulaştırdığını ve idare adına tescil edildiğini, buna rağmen taşınmazların dava konusu yapılmasının 2942 sayılı Kanun'un 8 inci maddesine aykırılık oluşturduğunu, 2942 sayılı Kanun’un “Satın Alma Usulü” başlıklı 8 inci maddesinin yedinci bendi uyarınca “Bu madde uyarınca satın alınan veya trampa edilen taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz.” denilerek dava yolunun kapatıldığını, artan kısımlara dair herhangi bir tescil kararı verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili idarenin vekille temsil edilmesine rağmen lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin, davacılar lehine ise maktu vekâlet ücreti yerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece kaldırma kararı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, davalı idarenin sebepsiz zenginleştiği miktarın yöntemince hesaplandığı, davacıların davasının tam kabul ile sonuçlandığı davalı vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu, davanın niteliğine göre davacılar lehine nispi vekâlet ücreti takdirinin yerinde olduğu, dava konusu taşınmazların uygulama kadastro çalışmaları sonucu belirlenen yeni yüzölçümleri ile davalı DSİ adına tapuya kayıtlı oldukları ve yine davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu mahkemece tescil hükmü kurulmamasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla mahkeme kararında usul ve Kanuna aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 3402 sayılı Kanun'un uyarınca yapılan çalışma sonucu yüzölçümü düzeltilmesi nedeniyle uyulan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Siirt ili, ... ilçesi, Yerlibahçe köyü 124 ada 1 (eski 236) parsel ve 122 ada 1 (eski 406) parsel sayılı sırasıyla 5650,00 m² ve 18.200,00 m² yüzölçümlü taşınmazların, davacılar tarafından 19.03.2015 tarihinde davalı DSİ ile anlaşarak kamulaştırıldığı, tapuda ferağ verildiğini; ancak 3402 sayılı Kanun'un ek 1 inci maddesi gereği yüzölçümlerinde sırasıyla 1.581,93 m² ve 4.654,37 m² artış olması nedeniyle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak DSİ aleyhine açılan davada, DSİ lehine sebepsiz zenginleşmeye dayanarak tazminat talebinde bulunabileceğinden bahisle 25.02.2021 tarihli ve 2021/296 Esas, 2021/414 Karar sayılı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğru görülmemiştir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir.
4. Dava her ne kadar kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak açılmış ise de dava dilekçesinden ve davacı tarafın yargılama sırasındaki beyan ve dilekçelerinden talebinin 3402 sayılı Kanun'un ek 1 inci maddesi gereğince yapılan çalışma sonucu yüzölçümünün düzeltilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olup, bu davanında husumetinin Maliye Hazinesine yöneltilmesi gerektiğinden davalı DSİ aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak davalı DSİ Genel Müdürlüğünden tazminat tazminine dair karar verilmesi bozmayı gerektirir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.